Kayıtlar

Şubat, 2025 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Zeytin Karası Gözlerin Tutsağı

Resim
Gece vakti uyandım, içimde bir özlem vardı, Seni düşündüm ansızın, kalbimde bir yara vardı. Kokun geldi burnuma, leylakların nefis kokusu, O zeytin karası gözlerin, ruhumun tek umudu. Gözlerin zeytin karası, gecenin koynuna saklanmış, Ruhumun derin dehlizlerine işleyen bir yangınmış. Baktıkça kaybolurdum o karanlıkta, yok olurdum, Tutsak kalırdım kirpiklerinin keskin kalesinde,  Gözlerin zeytin karası, sanki birer yıldız, gecenin en koyu anında parlayan. Baktıkça bağlanırdım o ışıltıya, esir düşerdim kirpiklerinin uzun gölgesinde. Gözlerin zeytin karası, birer ayna, ruhumu yansıtan. Baktıkça kendimi görürdüm o aynada, hüküm giyerdim kirpiklerinin sonsuz mahkemesinde. 10 Şubat 2025 Bostanbaşı, Yeşilyurt / Malatya 

Nemrut’ta Başında Kofi Kommagene Ana Heykeli , Tanrıların Şafağı

Resim
Fotoğraf: Fikri Demirtaş,  Adıyaman 2024 Nemrut’ta Başında Kofi Kommagene Ana Heykeli , Tanrıların Şafağı  Ey Nemrut, Tanrıların tahtı, Gökyüzüne uzanan kadim zirve. Kommagene’nin kutsal bağrında, Efsaneler fısıldanır taşlara. Kral Antiochos’un buyruğuyla yükselen, Tanrı heykelleri, rüzgârın şahitleri. Aslanlar, kartallar, ebedi nöbette, Sessizce bekler geçmişin yankısını. Başında kofi Kommagene Ana, bereketin simgesi, Toprağın doğurgan nefesi. Kadınların ellerinde büyüyen umut, Güneşin şafağına serilen niyaz. Ve Kofi, başların tacı, Bir miras, binlerce yıllık hatıra. İpekten dokunan gelenek, Renk renk desenlerle süslenen zaman. Mezopotamyada, Malatya’nın, Adıyaman’ın köylerinde, Başlarda bir anıt gibi taşınır. Bir kadın durur Nemrut’un zirvesinde, Kofisiyle, rüzgâra baş eğmeden. Güneş doğarken, tanrıların şafağı, Gökyüzü renk cümbüşüne bürünür. Nemrut'ta bir an, efsaneler yaşanır. Heykellerin yüzünde bir tebessüm belirir. Kadınlar, güneşi selamlar, Duasıyl...

Beyaz Düşler ve Kara Gözler

Resim
İlk cemre havada yağan kar doğanın hediyes i, Sessizce yağan kar taneleri, Birer birer düşüyor gecenin koynuna. Her biri bembeyaz bir düş, Ve ben, o düşlerin içinde seni arıyorum. Soğuk rüzgâr yanaklarımı okşarlarken, Bir yanım buz kesiyor, Bir yanım kor gibi yanıyor. Senin hayalin var her yerde, Beyazlara sarınmış bir masal gibi. Gecenin sessizliğinde  ayak izlerini arıyorum, Belki bir iz bırakmışsındır diye. Her kar tanesinde senin adın var, Her sessizlikte kalbinin sesi. Ahşap bir kulübe, karlar altında unutulmuş bir gül, Karda çekilen fotoğraflar,  zamana direnen anılar. Ocakta köz ateşi, Kızarmış ellerimizi uzattığımız o gece. Birlikte içtiğimiz çayın sıcaklığı, Dudaklarımda hâlâ duruyor. Siyah dalgalı saçlarına karlar düşmüş, Ve ben, o kar tanelerine imreniyorum. Ceylan gözlerinle bana bir kez bakınca, Bahar olup eriyor içimdeki kış. Masmavi elbisenin içinde Beni unutma çiçeği gibi duruyorsun. Bir kar tanesi dönüyor etrafında, Bir ben dönüyorum yüreğimin çığl...