MALATYA ASLANTEPE HÖYÜĞÜ'NÜN UNESCO YOLCULUĞU...

                                      Fotoğraf: Pilot Atilla Özdemir 

                                       ASLANTEPE PANORAMASI

          Malatya Aslantepe Höyüğü 'nün UNESCO'nun 26 Temmuz 2021 tarihinde  asıl listesine girmesi üzerine ertesi günü höyüğün yeni fotoğraflarını çekmek için yola çıktım.

 
      Malatya, Battalgazi- Orduzu Mah. yol ayrımında Aslantepe kahverengi yol levhalarını takip ediyorum. Büyükşehir Belediyesi yol asfalt Müdürlüğü şimdiden çalışmaya  yol güzergahında asfaltlamaya başlamış bile. Her taraf şantiye halinde tozdan dumandan geçilmiyor. Bazı ana yollar kapanmış. Ara bir bahçe yoluna girdim. Yalnı
z gök yüzü ağaçların arasından görülüyor. 

     "Sarı altınlar, güneşin altın yumurtası "  kayısılar toplanmış islimden çıkanlar , gün kurusu olacaklarla birlikte kurutuluyor.

Kayısı emekçilerin kadın, erkek kimi kızgın güneş altında,  kimi ağaç altında gölgede patik yapıyor  hiç durmadan çalışıyorlardı...


        Araba park yeri olmadığından arabamı yolun kenarında ağaçların altına bıraktım. 
Aslantepe höyüğüne doğru yürümeye başladım. Höyük yolunun sağında Aslantepe kazısında  çıkan eserlerden Kral Tarhunza Heykeli  ile iki aslan heykeli ve 17 taş duvar kabartmalarının birebir kopyaları, Aslantepe Höyüğü 'nün  girişine yerleştirilmiş. Sol tarafta Hitit dönemine ait bir kerpiç  evin kopyası inşa edilmiş. 



    Demir parmaklı kapıdan içeri girdikten sonra girişteki binada güvenlik görevlisi ve müzeyi kamera ile kontrol eden bir memur karşıladı. Höyüğün tanıtım broşürü  aldım. Çeşmede elimi yüzümü yıkayıp serinledikten sonra kazı alanını gezmeye başladım.
      Tren yolunun  ağaç traverslerinden yapılmış, yol kenarlarına koruma ipi çekilmiş gezi yolunu takip ederek höyüğün tepesine çıktım.


       Höyüğün çıplak gövdesi öğlen güneşinde parlamaktaydı. Tepede her taraf sararmış çimenler ve üzerlik otu ile kaplıydı. Taşların arasında sıcaktan dilleri dışarda kertenkeleler taşlarını arasına giriyordu. Hava çok sıcak ,sıcaklık arttıkça Ağustos böcekleri( cır cır) daha hızlı ötüyorlar.  Tepede Cır cır konserine dinledim. 

        Seyir terasından Beydağ'ına.  Karakaya barajına kuş bakışı bakıyorum. 

Malatya'mızın güneyinde ihtişamı ile seyrettiğimiz, Beydağımız kaybolmuş!

Türkülere konulu Beydağı yamaçları "Beydağı kentsel dönüşüm projesi "ile TOKİ'nin yaptığı binlerce  10-15 katlı gri beton kafesler göğe doğru uzamış kilometrelerce uzunlukta  'Çin Seddi' gibi görünüyor.

Kışın karla örtülü bağrından esen rüzgarları kayboldu. Aspuzu bağ köyleri imara açılmış. Yeşil Malatya yok artık.
 
    Fotoğraf çekmek için ayrılan yerden dört bir tarafın fotoğraflarını çektim. Şimdiden yerli turistler gelmeye başlamış. Altımızda derin bir vadi uzanıyordu. Fırat vadisiydi. Karakaya barajı masmavi bütün bütüne önümüzde görünüyor . 
    Höyüğün dört bir yanı vadi, yamaçlar kayısı bahçeleri, dutluklar, kavaklıklar, her türlü yemiş ağaçları koyu yeşil ile kaplı. Mısır, pancar, sebze tarlaları, bostanlar yemyeşil Her tarafı ekili. Binlerce kuş çeşidi, bitki, örtüsü... Çatıları kırmızı kiremitli  beyaz badanalı evler, gelincik  bahçeleri gibi.


     Gelincik Tepesi  Orduzu'da  Aslantepe'nin arka tarafında .Tarım alanlarının dışında dağlık bir bölge
 imara açılmış.(TOKİ) tarafından Malatya'da depremzedeler için yapılan Gelincik Tepesine yapılan konutlar tepeden görünüyor.

    Yaz günleri ağaç altları ne kadar sıkıcı, ne kadar boğucu olur. Burada her taraf apaçıktı. Geniş bir panoramaya bakıyordum. Tepemde masmavi gökyüzü. Battalgazi'deki köyler,  Karakaya barajının her tarafını adı gibi bilirler. Sandalla balık avına, domuz avına, ördek, bıldırcın avına giden avcılar,
Baharda domalan, mantar toplayanlar.  Burada yaşayanlar   çıkarır tadını...

    Tepede Aslantepe'nin panoramasını seyredip fotoğraf çektikten sonra kazı alanına iniyorum. Kerpiç sarayın içinde gezerken höyükle ilgili bilgiler ve fotoğraf levhalarını okudum. Fotoğraflar çektim. Medyadan ve Aslantepe tanıtım broşüründen yararlanarak alıntılar yaparak derleme bir yazı kaleme aldım.

MALATYA  ASLANTEPE  HÖYÜĞÜ'NÜN  UNESCO YOLCULUĞU...


    "Tarihi dip derinliği M.Ö. 5 binli yıllara dayanan Anadolu'nun en eski şehir devletinin kurulduğu Malatya'daki Aslantepe Höyüğü Hititlerden, Roma ve Bizans'a kadar pek çok medeniyete ev sahipliği  yaptı. Arslantepe’de ilk kazılar, 1912’de yapılmıştır. Bu tarihten 1932’ye kadar genelde kaçak kazılarla gün ışığına çıkartılan Arslantepe Höyüğündeki ilk sistemli kazılar, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün emriyle başlamıştır. 

     1930’larda Louis Delaporte başkanlığında bir Fransız ekip tarafından yapılmıştır. Özellikle kazı Geç Hitit tabakalarında yapılmıştır. Kazılarda taş üzerine alçak kabartma ile dekore edilmiş avlu ve giriş kapısının iki yanında iki arslan heykeli ve karşısında devrilmiş bir kral heykeli ile bir Geç Hitit Sarayı bulunmuştur. Bu eserler o tarihlerde Malatya’da müze bulunmadığı için Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi’ne götürülmüş ve halen orda sergilenmektedir. 
 
           II. Dünya Savaşı’ndan sonra Fransız Arkeolog C.Schaeffer alanda birkaç derin sondaj açmışsa da sürekli kazılar 1961’de, önce Salvatore M.Puglisi, sonra da Alba Palmieri başkanlığında Roma “La Sapienza Üniversitesi”nden bir ekip tarafından başlatılmıştır. Palmieri’nin 1990’da ölümünden bu yana kazı başkanlığını yine aynı Üniversiteden Marcella Frangipane 2019 yılı sonuna kadar sürdürmüş, 2020 yılından itibaren de Francesca  BALOSSİ RESTELLİ başkanlığındaki heyetle yürütülmektedir.
       Höyükte yapılan kazılar sonucunda; M.Ö.3300-3000 yıllarına ait bir kerpiç saray, M.Ö.3600-3500’lere ait tapınak, ikibini aşkın mühür baskısı, kaliteli metal eserler bulunmuştur.    Elde edilen veriler göstermektedir ki o dönemde Aslantepe, aristokrasinin doğduğu ve ilk devlet şeklinin ortaya çıktığı resmi, dini ve kültürel bir merkezdir. 

Aslantepe Höyüğü milattan önce 1000'li yıllara kadar uzanan, yani bundan 3 bin yıl öncesine kadar varan Geç Hitit Dönemi Melita Krallığı'nın ünlü kralı Tarhunza'ya ait olan heykel, kazılar sonucu çıkarılarak 1930'lu yıllarda Ankara'daki Anadolu Medeniyetleri Müzesi'nde bulunduruluyor."

                                     Fotoğraf: Alıntı / Ankara Anadolu Medeniyetler Müzesi
                                      Aslantepe'de çıkan  Kral Mutalla Heykeli
 
Çoğu yazışmalarda, afişlerde Kral  Tarhunza diye bilenen heykelin müzedeki levhada adı Kral Mutalla yazıyor. Hangisi doğruysa bilim insanlarınca  düzeltilmesi  gerekir...


Malatya  Aslantepe Höyüğü 'nün Unesco yolculuğunda resmi işlemleri...

      Tarih 2003 de Malatya Belediye Başkanı Mehmet Yaşar Çerci Dünyanın ilk şehri Arslantepe diye Malatya Belediyesi kültür yayınları altında güzel bir dergi çıkarır.

2004 yılında Battalgazi Belediyesi Başkanı  Selahattin Gürkan'ın Aslantepe kazı heyetine fahri hemşerilik beratı verilmesiyle Unesco yolculuğuna başlanır.

Aslantepe Kazı Başkanı Prof. Dr. Marcella Frangipane,ile beraber Francesca ve 5 kişiye Hemşerilik Beratı verilir...

Malatya Valisi Ulvi Saran döneminde  2009- 2012 yılları. Valilik bünyesinde Koruma Uygulama ve Denetim Bürosu'nu (KUDEB) kurulur. 

 2019 yılında Kudeb Başkanı 2011yılında kültür Turizim İl müdür yrd.Levent İskenderoğlu ( Sanat Tarihçisi) Bşk.yrd. Bayram Birol Güngör'dür.

  Bu birimin çok kısa bir sürede   muazzam bir çalışma gösterir. Malatya'da yüzlerce tarihi eserin tescili yapılır. Öncelikli olarak antik dönemlerden bugüne miras bırakılmış bulunan arkeolojik bölgelerde, özellikle Aslantepe Ören Yeri'nde bulunan değerleri muhafaza etmek için  çalışmalar yaparlar.

1900-1932'li yıllarda bulunup Ankara’ya götürülmüş Kral Tarhunza Heykeli  ile iki aslan heykeli ve 17 taş duvar kabartmalarının 
(ortkostat) aynı malzemeden yapılmış birebir kopyaları, Malatya'lı 
heykeltıraş Cengiz  Göğebakan'a Kuteb  tarafından yaptırılarak Aslantepe Höyüğü'nün  girişine yerleştirilir. Hİtit kerpiç evinin bir benzeri yaptırılır. Bu eserler
Müzeye ayrı bir görünüm kazandırır.

Malatyalı Heykeltıraş Cengiz Göğebakan, Kral Tarhunza  Heykelinin Replikasını yaparken.


 Ziyaretçiler kazı alanındaki kerpiç saray ile duvar bezemeleri ve diğer kalıntıları görebilmektedir.

 Arslantepe’de koruma ve sergileme olanağı bulunmayan buluntular Malatya Müzesi’nde sergilenmektedir. Burada ilk kılıçların bulunması gerçekten bir ayrıcalıktır...

 
 Yürüyüş yolları, istinat duvarları yapılır.

 Bilgi-yön levhalarının hazırlanır.

Kazı alanının yapı kalıntılarının doğa tahribatı ile yok olmasını önlemek amacıyla gerekli olan çatı örtü sistemi yapılır. 

Alanda yağmur ve zemin suyunun doğru bir şekilde drene edilmesi sağlanır.

Kazı buluntuları Malatya Müzesi’nde sergilenmektedir. Ayrıca Geç Uruk Dönemi’ne ait kerpiç Saray Kompleksinin bulunduğu, Malatya ve dünya kültürel mirasının önemli arkeolojik alanı olarak kabul edilen ve 1932 yılından beri kazı çalışmaları yürütülen Arslantepe, 2011 yılında açık hava müzesine dönüştürülüp ziyarete açılmıştır.  

2014 yılında Malatya Büyükşehir olunca  Orduzu - Aslantepe Battalgazi Belediyesi sorumluluk alanına girdi. Belediye Başkanı Selahattin Gürkan Kültür Bakanlığı ile  yapılan  görüşmeler sonucunda  Battalgazi Belediyesi Kültür Bakanlığı müzeler genel müdürlüğüyle protokol yapıldı...

 2014  yılı içinde Aslantepe Unesco geçici listesine alınır.

Bu yedi yıllık sürçte İtalyan kazı Heyeti başkanı
Prof.Dr Marcella Frangıpane, ve değerli ekibi, Aslantepe Höyüğü ’nün Açık Hava Müzesi olmasında da büyük çaba sarf etti. 

Arslantepe’nin UNESCO Dünya Kültür Mirası Kalıcı Listesine alınması için katkı sunan kurum ve kuruluşlar;

T.C Kültür ve Turizim Bakanlığı,
 Sivas Valiliği Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü, 
Sivas Rölöve ve Anıtlar Müdürlüğü,

Malatya Valiliği, 
Malatya Vakıflar Bölge Müdürlüğü, 
Kültür Turizim İl müdürlüğü,
 Malatya Müze Müdürlüğü,
Kültür İl Müd. Çetin Şişman ve ekibi  Hüseyin Şahin
Uzm. Antropolog / Etnoarkeolog,
 Arkeolog Cem Kaya, 
Bülent Korkmaz (turizm araştırmacısı ve tercüman)
 ( Unesco'ya yapılan başvuru  dosyasını İngilizce çevirisini yapan)

İl Milli Eğitim Müdürlüğü, 
İl Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü, 
İl Tarım ve Orman Müdürlüğü,
İnönü Üniversitesi, 
Turgut Özal üniversitesi
Fırat Kalkınma Ajansı
STK'lar
Orduzu Mah. Muhtarlığı
 TMMOB Mimarlar Odası Malatya Şubesi,

     Aslantepe'nin koruma alanları tespit edildi. Yönetim planları hazırlandı. Unesco asıl listeye girmesi için Bakanlıklar nezdinde,  Malatya Valiliği, Vali Aydın Baruş, Malatya Büyükşehir Belediyesi Selahattin Gürkan, Battalgazi Belediyesi Osman Güder
, ve Yazılı ve görsel yerel medya sahip çıktı. Politik kulis çalışmalarında Malatya  milletvekili Öznur Çalık'ın  işin takipçisi ve  büyük çabası olduğu  medyada yer almıştı .

2016 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı ile yapmış olduğu protokol doğrultusunda hazırlanıp ilgili bakanlık aracılığı ile UNESCO’ya teslim edilen dosya.

Dünyanın bilinen en eski kılıçı Malatya Aslantepe höyüğü kazılarında bulunan M.Ö 3300- 3200'de( Kalkolotik Çağ) tarihlenen kılıç Malatya Müzesinde sergilenmektedir.
Bu replika kılıç Malatyamızın Sıcak demir ustalarından Yusuf Bayyiğit tarafından yapılmıştır.
Malatya Valiliği tarafından ilimize gelen Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan' a hediye edilmiştir.

Demirci Yusuf Bayyiğit ustanın yaptığı Replika  kılıç

3 Ekim 2019 tarihinde Aslantepe'nin Dünya Kültür Miras Listesine alınması için tavsiyede bulunmak ve 2020 yılındaki UNESCO değerlendirmesine rapor hazırlamak için ICOMOS (Uluslararası Anıtlar ve Sitler Konseyi) adına Portekiz’den Malatya’ya gelen Uzman Mariana CORREİA, rapor çalışmaları

2014 yılında UNESCO tarafından Dünya Mirası Geçici Listesine alınan Arslantepe Höyüğü 26 Temmuz 2021 günü Çin’de yapılan 44.cü toplantıda Ana listeye alınmış ve dünya kültür mirası sayılmıştır.


Arslantepe’nin kalıcı listeye alındıktan sonra
Aslantepe Höyüğü  önünde düzenlenen törene davet edilmeyen, kutlama fotoğrafında yer almayan,  Unesco sürecinde yazılı, görsel medyada haber yapan,  höyük  alanında çalışan emek veren gizli kahramanlara da teşekkür ediyorum...
                               
Fotoğraf yazı: Fikri Demirtaş 

Fotoğraf Galerisi:


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hekimhan - Basak Köyünde Kış Yarısı Geleneği Kuşaklar Boyu Yaşatılıyor.

AĞ TOPRAK ; BİR HEKİMHAN ÖYKÜSÜ

Malatya Hekimhan İlçesi Dursunlu Mahallesinde Dört Yüzyılık Ceviz Ağacı.