2023 yılı UNESCO tarafından ÂŞIK VEYSEL YILI İlan edildi

2023  yılı UNESCO tarafından Aşık Veysel Yılı ilan edildi. Bu güzel Türk Alevi- Kızılbaş Ozanımız, Aşık Veyselimiz nasıl da kardeşlik duygularını ifade ediyor:

Allah birdir Peygamber Hak
Rabbül alemindir mutlak
Senlik benlik nedir bırak
Söyleyim geldi sırası

Kürtü Türkü ne Çerkezi
Hep Ademin oğlu kızı
Beraberce şehit gazi
Yanlış var mı ve neresi

Kurana bak İncile bak
Dört kitabın dördü de hak
Hakir görüp ırk ayırmak
Hakikatte yüz karası

Binbir ismin birinden tut
Senlik benlik nedir sil at
Tuttuğun yola doğru git
Yoldan çıkıp olma asi

Yezit nedir, ne kızılbaş
Değil miyiz hep bir kardaş
Bizi yakar bizim ataş
Söndürmektir tek çaresi

Kişi ne çeker dilinden
Hem belinden, hem elinden
Hayır ve şer emelinden
Hakikat bunun burası

Şu alemi yaratan bir
Odur külli şeye Kadir
Alevi Sünnilik nedir
Menfaattir varvarası

Cümle canlı hep topraktan
Var olmuştur emir Haktan
Rahmet dile sen Allahtan
Tükenmez rahmet deryası

Veysel sapma sağa sola
Sen Allahtan birlik dile
İkilikten gelir bela
Dava insanlık davası

Aşık Veysel Şatıroğlu


Âşık Veysel (25 Ekim 1894 - 21 Mart 1973)
Türk alevi halk ozanı. Avşar boyunun Şatırlı obasına mensuptur. Sivas ili Şarkışla ilçesinin Sivrialan köyünde çiftçi bir ailenin çocuğu olarak doğan Âşık Veysel, 7 yaşında geçirdiği çiçek hastalığı sonucunda bir gözünü kaybetti. Diğer gözünü ise bir değneğin batması sonucunda kaybetti. Babasının, Âşık Veysel'e oyalanması için aldığı sazla önce başka ozanların türkülerini çalmaya başladı.1933 yılında tanıştığı Ahmet Kutsi Tecer'in teşvikleriyle kendi sözlerini yazıp söylemeye başladı.

SAZIYLA BÜTÜN ANADOLU'YU DOLAŞTI
"Tecer'in davetiyle köy enstitüsünde saz hocalığı da yapan ve Cumhuriyet'in 10'uncu yıl dönümünde Ankara'ya getirilen ozan, daha sonra halkevlerinde, kahvehanelerde ve radyoda şiirlerini saz eşliğinde okudu. Eski gezginci aşıklar gibi elinde sazıyla hemen hemen bütün yurdu defalarca dolaşan Aşık Veysel'in, ilk şiir kitabı "Deyişler" 1944'te yayımlandı."

Ömrü yoksulluk ve zorluklarla geçen Aşık Veysel, Cumhuriyet'in 10'uncu yılı için yazdığı destanın yayınlanmasıyla da dikkati çekerken, Arifiye,Hasanoğlan, Çifteler köy enstitülerinde halk türküsü öğretmeni olarak 5 yıl görev yaptı. Yurt çapında tanınması 1950'lerde gerçekleşen Aşık Veysel, aynı yıl senaryosunu Bedri Rahmi Eyüboğlu'nun yazdığı, Metin Erksan'ın yönetmenliğini üstlendiği "Karanlık Dünya" adlı bir filmde, yaşadığı Sivrialan köyü çevresiyle birlikte konu edildi.
 Şiirlerinde hoşgörü, sevgi, birlik ve beraberlik, vatanseverlik ve tabiat konularını işleyen Âşık Veysel; "Uzun İnce Bir Yoldayım", "Dostlar Beni Hatırlasın", "Kara Toprak" ve "Güzelliğin On Para Etmez" gibi birçok eser bıraktı. Türkiye'de âşıklık geleneğinin en önemli temsilcilerinden birisi olarak kabul gören Veysel, Türkçeyi en yalın ve güçlü şekilde kullanan isimlerden birisi olarak kabul edilmektedir.

"Veysel'in bir başka özelliği daha vardı; köyünde ve çevresinde ondan önce  bir tek meyve ağacı olmadığı halde, Sivrialan’da  ilk meyve bahçesini o yetiştirmişti. Hem öyel bir bahçe ki, içerisinde el madan kayısıya, kirazdan çevize kadar türlü türlü  meyve ve çiçek vardı."

1952 yılında İstanbul'da büyük bir jübülesi yapılan Âşık Veysel'e 1965 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisi, " Anadilimize ve Milli Birliğimize yaptığı hizmetlerden dolayı" özel bir kanunla  vatani hizmet tertibinden aylık bağlanmıştı.
20 Yüzyıl Türk Halk Edebiyatının büyük âşığı Veysel Âşık Veysel, 21 Mart 1973’de, baharın başlangıcı nevruzda, sadık yâri kara toprağa kavuşmuştu.
***
Âşık Veysel'in Sivrialan Köyüne Yolculuk

7 Mayıs 2023 İstanbul'dan Malatya'ya kendi arabamla yalnız gidiyorum. Yıllardır içimde bir uhde olan Âşık Veyselin sadık yari kara topağının olduğu Sivrialan köyünü görmek mezarını ziyeret etmekti. 

Sivrialan Köyü, Sivas il merkezine 118 km, Şarkışla'dan Sivrialan'a 34 km. Güzel bir köy yolundan gidiliyor. 

Şarıkışla Sivas anayolunda kahverengi yol tabelasında Sivralan köy yoluna döndüm. 
Yol boyunca, toprağı kaplamış henüz taze genç yemyeşil çimenler otlar, rengarenk çiçekler içlerinden uzun sapları ile boy gösteren sarı, beyaz papatyalar,  kuş sesleri, arılar, kelebekler uçuşuyor, koyun sürüleri otların içinde bayram ediyorlardı. Veysel’in neden bu denli tabiata aşık olduğunu daha iyi anladım.

Âşık’ın şiirleri, mısralar gelişigüzel dilime geliyordu:

"Arzusunu çektiğim Beserek Dağı
Elvan elvan çiçeklerin açtı mı
Çevre yanın güzellerin otağı
Bizim eller yaylasına göçtü mü."
(.....)
Şarkışla İlçesinde Topaç köyünü geçtikten sonra, Kızılırmak köprüsünde mola verdim. Kızılırmak bahar yağmurları ile adeta çoşmuş. Kıyılarında kavaklar ve çınarlar. Salkım söğütlerin saçları suya uzanıyordu.
  Ortaköy ve Emlak köyünü takiben Sivrialan topraklarına girdim. Köyün girişinde sizi "Sivrialan Köyüne Hoş Geldiniz " yazısı karşılıyor. Arabadan inip fotoğrafını çektim...
Şarıkışladan sonra yol boyunca ine çıka, kıvrıla kıvrıla, Sivrialan köyüne kırkbeş dakikada ulaşıyorsunuz. Navigasyon doğruca sizi köye götürüyor.
Sivrialan köyünün evlerinin arasından geçerek, Aşık Veysel Müzesi işaret levhalarını takip ederek müzeye vardım. Müzenin arka tarafında Aşık Veysel adına yapılan çeşmenin buz gibi suyundan kana kana içtim.
Müzede, Aşık Veysel'in yatağı, radyosu, kıyafetleri ve birçok kişisel eşyası ile sazları ve bal mumumdan yapılan heykeli de yer alıyor.
Bahar mevsimiyle birlikte vatandaşlar köylerine dönüşlerini seçimden sonraya bırakmışlar. Köyün Almancısı çokmuş. Genellikle Mersin'e, İstanbul'a ve Ankara'ya göç etmişler. 

Kırmızı kiremitli çatılı evleri adeta bir gelincik tarlasını andırıyordu. Yamaca kurulmuş yapısıyla gerçek bir köy manzarasına sahipti. Sivrialan Köyü'nde her evde bir bahçe bulunmaktadır. Anadolu'da yaygın olarak  kullanıldığı gibi bahçelerde meyveler ve sebzeler  yetiştirilmekteymiş.

Soğuk su, temiz hava, şehirlerin kirli havasıyla uyuşan ciğerlerime iyi geldi.  Sivralanın o temiz havasıyla ciğerlerimi doldurdum....

Veysel'in " Gidiyorum gündüz gece " şiirinde iki dünya bir araya gelmiştir:

«Dünyaya geldiğim anda
Yürüdüm aynı zamanda,
İki kapılı bir handa
Gidiyorum gündüz gece.»
Mezarlık köyün karşı tepesinde. Köyün deresinin köprüsünü geçtikten sonra Mersin Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan Aşık Veysel parkının önünden geçilerek mezarlığa gidilir.
 Parkta Aşık Veysel'in büstü vardı. Göndere çekilmiş Türk bayrağı nazlı nazlı dalgalanıyordu . Oradan köyün manzarasına doyum olmuyor. Aşık Veysel'in mezarı ayrı bir yerde, dört dönüm kadar ağaçlandırılmış bir alanda  mermerden sade bir mezar yapılmış. Etrafı demir koruma ile konrol altına alınmış. Mezarının yakınında eşi Gülizar'ın mezarı da yapılmış. Veysel ve eşi huzur içinde sonsuzluk uykusuna yatmışlardı.
Sivas'ın Şarkışla ilçesine bağlı Sivrialan köyünde yer alan Aşık Veysel Müzesi'ne, vatandaşlar yoğun ilgi gösteriyor.

AŞIK VEYSEL İLE İLGİM
Aşık Veysel türküleri ile beni kucakladı ve geçmişe götürdü...
Sazını çaldığı, türkülerini söylediği, topraklarını adımladığı, havayı soluduğu, suyunu içtiği yerde olmak ayrı bir duygu. İlk kez 1972 yılında Akçadağ Öğretmen Okulunda öğrenciyken Küçük Veysel ile okulumuza gelip bizlere türkü söylediklerini hatırlıyorum.

Malatya’ya, eve doğru yola koyulma zamanı geldi. Ardımda Sivrialan köyünü, Veysel'i bırakarak yola düştüm. 

" Ben giderim adım kalır
Dostlar beni hatırlasın
Düğün olur bayram olur
Dostlar beni hatırlasın"

Saygıyla...

Fotoğraf Galerisi:

Fotoğraf alıntı

Yorumlar

  1. Hocam, çok güzel bir tasarım yapmışsınız Aşık Veysel'i hayatı, doğup,yaşamını sürdürdüğü ve Aşık Veysel mezarlığına kadar yaşam öyküsü, resim ve kaynakları ile)) takdir ediyorum çalışmalarınızı))

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hekimhan - Basak Köyünde Kış Yarısı Geleneği Kuşaklar Boyu Yaşatılıyor.

Malatya'nın Ermeni Terzilerin Unutulmaz Anıları

HEKİMHAN- ULUGÜNEY İSTASYONU VAGON OKUL