Torlakçıların Emek Destanı
Footoğraf: Hekimhan Mirolar köyü Ormanın derinliklerinde, bir hızar sesi yükselir, meşenin dalları toprağa karışır. Nasırlı ellerle yazılan bir destan başlar. Gözlerinde yorgunluk, ama ruhlarında bir deniz, ve kömürün siyahı, terle yoğrulan bir hikâye olur. Torlakçılar, ocağın başında birer emek heykeli, toprakla, dumanla ve ateşle yoğrulmuş bedenler. Gündüz, güneşle yarışır alınlarından süzülen damlalar, gece, yıldızların altında umutlarını taşır. Meşe, dağların gururlu ağacı, ellerde kömür olur, ocağın sıcağında dirilir. Alevin diliyle konuşur, korların kalbinde yanar, her köz, hayatın başka bir yüzünü fısıldar. Ama kolay değildir bu emeğin öyküsü, ormanın sessiz tanıklığında çile büyür. Tüm gün ter içinde yorulan eller, geceyi, dumanın içinde soluklanır. Kadınların ince feryadı, çocukların kömür karasına bulanmış kahkahaları, ve erkeklerin derin solukları birleşir;...