Bilimin ve Dostluğun Köprüsü: Malatya'da Şilili Bilim İnsanları

Bilimin ve Dostluğun Köprüsü: Malatya'da Şilili Bilim İnsanları

3 Eylül 2025 Çarşamba günü, Güney Amerika'nın uzak ülkesi Şili'den dört bilim insanı, Malatya'ya özel bir bilimsel yolculuk için geldi. Bio-Bío Üniversitesi'nden gelen Gipsy Tabilo, Maria Rivera, Luis Moreno ve Mario Perez, Malatya Kayısısı, gıda işleme ve kurutma teknolojileri üzerine incelemeler yapmak ve bilimsel iş birlikleri kurmak amacıyla bu ziyareti gerçekleştirdiler.

​Bu ziyaretin temelleri, Turgut Özal Üniversitesi Ziraat Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. B. Murat Asma'nın 2012 yılında Şili'de katıldığı bir bilimsel etkinlikte attığı dostluklara dayanıyordu. Prof. Asma, meslektaşlarıyla kurduğu bağları güçlendirmek ve Malatya'nın benzersiz değerlerini tanıtmak için bu özel fırsatı yarattı. Ziyaretin sadece bilimsel çalışmalarla sınırlı kalmaması, aynı zamanda şehrimizin tarihî ve kültürel zenginliklerinin de doğru bir şekilde aktarılması hedefleniyordu. Bu amaçla Prof. Asma'nın daveti üzerine, ben ve Malatya  Kültür  ve Turizm  Müdürlüğünde İngilizce çevirmen rehber Bülent Korkmaz da bu önemli etkinliğe dahil olduk.

Şili Bio-Bío Üniversitesi'nden gelen akademisyenler

 Gipsy Tabilo, Maria Rivera, Luis Moreno ve Mario Perez

​Bu yolculuk, iki ülke arasında sadece bilimsel bir iş birliği değil, aynı zamanda kültürün ve dostluğun köprülerini kuracak unutulmaz bir serüvene dönüştü. Malatya'nın sıcak misafirperverliği ve zengin kültürel mirası, kayısının lezzetiyle birleşerek, bilim insanları için ilham verici ve anlamlı bir deneyim sundu.

Aslantepe Höyüğü

 Başta UNESCO Dünya Miras Listesi'nde yer alan Aslantepe olmak üzere, şehrin önemli değerleri, konuklarımızın gözünde Malatya'yı sadece bir tarım merkezi olmaktan öte, derin bir kültürel hazine haline getirdi. Bu yolculuk, gelecekteki bilimsel projelere ve uluslararası dostluklara zemin hazırlayacak tarihi bir an oldu.

Malatya Ticaret Borsası’nda Kayısı Üzerine Sohbetler

Fotoğraf: Nezir Demirci

5 Eylül Günü, Malatya Ticaret Borsası Başkanı Ramazan Özcan’ı ziyaret ederek başladık. Başkan, Malatya kayısısının dünya pazarındaki önemini, ihracatın şehrin ekonomisine kattığı değeri büyük bir heyecanla anlattı.

Ardından, Ticaret Borsasının bir katında açılan özel fotoğraf sergisini gezdik. Fotoğrafçı Mahmut Orhan Alkaya’nın “Her Mevsimde Kayısı Bahçesi” adlı panoramik fotoğrafları, Malatya’nın dört mevsimini kayısı dalları üzerinden bize sundu. Baharın beyaz çiçekleri, yazın altın sarısı meyveleri, sonbaharın kızıllığı ve kışın kar örtüsü… Şilili dostlarımız bu karelerde doğayı, emeği ve zamanı aynı anda gördüler.

Fotoğraf : Nezir Demirci 

Ziyaretin sonunda misafirlere, Prof. Dr. Bayram Murat Asma’nın kaleme aldığı ve Bülent Korkmaz’ın İngilizceye çevirdiği “Malatya Apricot” kitabı takdim edildi.


 2023’te İsveç’te “Gourmand World Cookbook Awards”da dünya birinciliği kazanmış bu eser, misafirlerimizin gözünde kayısının uluslararası değerini pekiştirdi.

Lisanslı Depoculuk Tesislerinde Modernleşen Tarım
 Fikri Demirtaş, B.Murat Asma, Bülent Korkmaz
 ve Şilili Akademisyenler

Sonraki durağımız, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı desteğiyle kurulan Kuru Kayısı Lisanslı Depoculuk Tesisleri oldu. Burada kayısının modern yöntemlerle nasıl saklandığını, kalite kaybı olmadan uzun süre korunabildiğini yerinde gördük. Misafirler, bu çağdaş sistem karşısında hayranlıklarını gizleyemedi
iler. Onlardan biri bana dönerek şöyle dedi:
“Kayısı, burada yalnızca bir meyve değil, stratejik bir değer.” Bu söz, günün hafızamda kalan en anlamlı anlarından biri oldu.

Kayısı Araştırma Enstitüsü’nde Bilim ve Sağlık

​Öğle saatlerinde Tarım ve Orman Bakanlığı Malatya Kayısı Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü'ne ulaştığımızda, Enstitü Müdürü Abdullah Erdoğan'ın sıcak karşılamasıyla huzurlu bir atmosfere adım attık. Bizi bahçeye kurulmuş, yöresel yemeklerle dolu geleneksel bir sofraya davet etti. Yemekten sonra ise, enstitünün özel ürünü olan kayısı çekirdeği kahvesi eşliğinde samimi bir sohbete daldık.

Abdullah Erdoğan, enstitünün kuruluş hikayesinden günümüze kadar yürüttüğü bilimsel çalışmaları büyük bir heyecanla anlattı. Tarımsal Araştırmalar ve politikalar Müdürlüğü ( TAGEM) politikaları doğrultusunda yürütülen projeler ve faaliyetler hakkında detaylı bilgilendirme yaptı.
Kayısının genetik yapısından verimliliği artırmaya yönelik araştırmalara kadar pek çok konuya değindi. Ancak sohbetin en dikkat çekici bölümü, "Çölyak hastaları için glutensiz bisküvi üretiminde kayısı çekirdeği ve dut kullanımı" projesi oldu.


Kayısı araştırma Enstitüsü müdürü Abdullah Erdoğan ve konuklar

​Şilili bilim insanları bu yenilikçi projeye büyük bir ilgi gösterdi. Gruptan Maria Rivera, tüm detayları defterine not aldı ve gözleri parlayarak bana döndü: "Bunu bizim ülkemizde de denemeliyiz!" Bu söz, kayısının yalnızca bir tarım ürünü olmadığını, aynı zamanda sağlık ve bilim alanında çığır açabilecek bir potansiyel taşıdığını bir kez daha gözler önüne serdi. Malatya'nın kayısısı, sadece lezzetiyle değil, sunduğu bilimsel çözümlerle de global bir değer haline geliyordu


Malatya Turgut Özal Üniversitesi'nde Bilimsel İş Birliğinin Zirvesi

Malatya'daki bilimsel yolculuğumuzun son durağı, ev sahibi kurum olan Malatya Turgut Özal Üniversitesi oldu. Bio-Bío Üniversitesi'nden gelen konuklarımız Gipsy Tabilo, Maria Rivera, Luis Moreno ve Mario Perez, burada Rektör Prof. Dr. Recep Bentli ve üniversite yetkilileriyle bir araya geldi. 

Samimi bir atmosferde gerçekleşen sohbetlerin ardından, konuklara özel olarak hazırlanan ve Malatya'nın simgesi olan kayısı paketleri hediye edildi.

Malatya Turgut Özal Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Recep Bentli, 

Gıda Teknolojileri Bölüm Başkanı Prof. Dr. Gipsy Tabilo

​Bu görüşmeler, iki prestijli yükseköğretim kurumu arasında bilimsel iş birliğini güçlendirme hedefi taşıyordu. Toplantının sonunda, özellikle meyvecilik alanında araştırma, eğitim ve kültürel alışverişi kapsayan kapsamlı bir protokol imzalandı. Bu protokol, sadece iki üniversiteyi birbirine bağlayan bir belge olmanın çok ötesinde, binlerce yıllık tarihi ve modern bilimi bir araya getiren bir köprü niteliğindeydi.

​Hititlerin "Tanrı armağanı" ya da "Güneşin altın yumurtası" olarak adlandırdığı kayısı, binlerce yıl sonra farklı kıtalardan gelen bilim insanlarını Malatya'da aynı masada buluşturarak tarihe ve bilime tanıklık etti. Bu iş birliği, Malatya'nın dünyaya açılan kapısı olan kayısının, küresel bir platformda bilimsel araştırmaların ve kültürel etkileşimin merkezine yerleştiğini gösteriyordu.

​Şili'nin tarım alanındaki ileri düzey bilgi birikimi ile Malatya'nın kayısıya olan benzersiz hakimiyetinin birleşmesi, hem tarımsal verimliliği hem de akademik üretkenliği artıracak yeni ufuklar açmayı hedefliyor. Bu protokol, gelecekteki ortak bilimsel projelerin, araştırmacı değişim programlarının ve yenilikçi teknolojilerin geliştirilmesinin temelini oluşturarak, kayısıya dayalı tarım ekonomisinin sürdürülebilirliğine önemli katkılar sunacaktır. İmzalanan protokolün ardından, iki üniversite arasındaki bu anlamlı iş birliğini ölümsüzleştirmek adına katılımcılar hatıra fotoğrafı çektirdiler.

 Fotoğrafta (soldan sağa): Dekan Yardımcısı Dr. Öğretim Görevlisi İbrahim Yanardağ, Kimya Mühendisi Prof. Luis Moreno, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İlhan Erdem, Gıda Teknolojileri Bölüm Başkanı Prof. Dr. Gipsy Tabilo, Malatya Turgut Özal Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Recep Bentli, Gıda Bilimi Prof. Dr. Mario Perez, Maria Rivera, Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hakan Yıldırım ve Ziraat Fakültesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Bayram Murat Asma yer aldı. Bu kare, bilimin ve dostluğun coğrafi sınırları aşan gücünün bir simgesi oldu.

Günün Ardından

Akşam olduğunda, Malatya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Ramazan Özcan’ın ev sahipliğinde düzenlenen yemekte bir araya geldik. Sofrada kayısılı tatlılar, yöresel lezzetler ve dostluğun sıcak sohbeti vardı. Çekilen fotoğraflar, bu geziyi ölümsüz kıldı. Benim içinse, her karede Malatya’nın yalnızca bir kayısı şehri değil, aynı zamanda tarihin, kültürün ve bilimin kavşak noktası olduğu bir kez daha ortaya çıktı.

Sonuç

Bu ziyaret bana bir gerçeği yeniden hatırlattı:
Malatya, yalnızca “Dünya Kayısı Başkenti” değildir. Aynı zamanda Aslantepe’nin, Nemrut’un, binlerce yıllık uygarlıkların izini taşıyan; bilimin, kültürün ve dostluğun buluştuğu bir merkezdir.

Ve kayısı…Hititlerin güneşin altın yumurtası dediği o meyve, bugün Malatya ile Şili arasında dostluk köprüsünün simgesi oldu.

Fikri Demirtaş
Emekli Öğretmen – Araştırmacı Yazar
fikridemirtas44blogspot.com

Fotoğraf Galerisi:

 Kayısı Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü (1,2,3,4)
   2
 3










Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Haceli: Malatya'nın Efsanevi Divanesi

Arguvan'da Lezzetin ve Geleneğin Buluştuğu Gün: Yöresel Yemek Yarışması Coşkusu

Fırat'ın Kıyısında Bir Zaman Yolculuğu: Gerger'in Saklı Köyleri