Şili’den Gelen Bilim İnsanlarının Gözünden Malatya Kayısısı


Şili’den Gelen Bilim İnsanlarının Gözünden Malatya Kayısısı

Malatya…
Doğduğum, büyüdüğüm, her karışında emeğin ve tarihin izini taşıyan bu şehir…
Kayısıyla dünyanın tanıdığı, ama kökleri binlerce yıl öncesine uzanan kadim bir diyar.

Hititler, kayısıya “Güneşin Altın Yumurtası” derlerdi. Şehrimin adı da Hititçe “Melide”, yani Tanrı’nın armağanı sözcüğünden gelir. Bu toprakların bereketi, yalnızca kayısı dallarında değil; tarihiyle, kültürüyle ve insanıyla da dünyaya ışık saçmıştır.

Malatya’nın bağrında yükselen Aslantepe Höyüğü, tarihin bilinen ilk şehir devletinin doğduğu yerdir. Yönetim, ticaret ve sanat burada şekillenmiş, uygarlığın ilk adımları bu höyükte atılmıştır. Doğunun görkemli dağlarından biri olan Nemrut ise tanrıların ve kralların heykelleriyle gökyüzüne uzanır; geçmişle geleceği, efsaneyle gerçeği buluşturur.

Böylesine köklü bir mirasın üzerine kurulu Malatya, 3 Eylül 2025 günü, Amerika  kıtasından  uçakla onyedi saat süren yolculuk yaptıktan  sonra  gelen değerli misafirlerle yeni bir sayfa açtı.

Şili’den Malatya’ya Bilimsel Yolculuk
Şili, resmî adıyla Şili Cumhuriyeti, Güney Amerika'da bir ülkedir. Doğuda And Dağları ile batıda Büyük Okyanus arasında ince uzun bir şerit şeklindedir. Yüzölçümü 756.096 km²'dir ve nüfusu 17,5 milyondur. Başkenti ve en büyük şehri Santiago, resmî dili İspanyolcadır.

Şili’nin Bio Bio Üniversitesi’nden dört bilim insanı – Gipsy Tabilo, Maria Rivera, Luis Moreno ve Mario Perez – 
 Prof. Dr. Bayram Murat Asma’nın davetlisi olarak Malatya’ya geldiler.
Asma'nın beni bu etkinliğe çağırması üzerine konuklara 
 eşlik etme onurunu ben taşıdım. İngilizce çevirmenlik görevini ise Malatya İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü’nden Bülent Korkmaz üstlendi.

Bu yolculuk, yalnızca bir gezi değildi. İki ülke arasında bilimin, kültürün ve dostluğun köprülerini kuracak bir serüvene dönüşecekti.

Malatya Ticaret Odası’nda Kayısı Üzerine Sohbetler

Fotoğraf: Nezir Demirci

5 Eylül Günü, Malatya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Ramazan Özcan’ı ziyaret ederek başladık. Başkan, Malatya kayısısının dünya pazarındaki önemini, ihracatın şehrin ekonomisine kattığı değeri büyük bir heyecanla anlattı.

Ardından, oda’nın bir katında açılan özel fotoğraf sergisini gezdik. Fotoğrafçı Mahmut Orhan Alkaya’nın “Her Mevsimde Kayısı Bahçesi” adlı panoramik fotoğrafları, Malatya’nın dört mevsimini kayısı dalları üzerinden bize sundu. Baharın beyaz çiçekleri, yazın altın sarısı meyveleri, sonbaharın kızıllığı ve kışın kar örtüsü… Şilili dostlarımız bu karelerde doğayı, emeği ve zamanı aynı anda gördüler.
Fotoğraf : Nezir Demirci 

Ziyaretin sonunda misafirlere, Prof. Dr. Bayram Murat Asma’nın kaleme aldığı ve Bülent Korkmaz’ın İngilizceye çevirdiği “Malatya Apricot” kitabı takdim edildi.
 2023’te İsveç’te “Gourmand World Cookbook Awards”da dünya birinciliği kazanmış bu eser, misafirlerimizin gözünde kayısının uluslararası değerini pekiştirdi.

Lisanslı Depoculuk Tesislerinde Modernleşen Tarım

Lisanslı Kuru Kayısı Deposu

Sonraki durağımız, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı desteğiyle kurulan Kuru Kayısı Lisanslı Depoculuk Tesisleri oldu. Burada kayısının modern yöntemlerle nasıl saklandığını, kalite kaybı olmadan uzun süre korunabildiğini yerinde gördük. Misafirler, bu çağdaş sistem karşısında hayranlıklarını gizleyemediler.
Onlardan biri bana dönerek şöyle dedi:
“Kayısı, burada yalnızca bir meyve değil, stratejik bir değer.”
Bu söz, günün hafızamda kalan en anlamlı anlarından biri oldu.

Kayısı Araştırma Enstitüsü’nde Bilim ve Sağlık
Öğle saatlerinde, T.C.Tarım ve Orman Bakanlığı Malatya Kayısı Araştırma Enstitüsü Müdürlüğüne vardık. Enstitü Müdürü Abdullah Erdoğan bizi sıcak bir şekilde karşıladı. Bahçede geleneksel yemeklerle donatılmış sofraya oturduk; ardından enstitünün ürettiği kayısı çekirdeği kahvesi eşliğinde uzun bir sohbet yaptık.
Erdoğan Bey, kayısının genetik özelliklerinden, yapılan araştırmalardan ve özellikle “Çölyak hastaları için glutensiz bisküvi üretiminde kayısı çekirdeği ve dut kullanımı” projesinden bahsetti. Şilili bilim insanları bu projeyi büyük bir ilgiyle dinlediler. Maria Rivera, defterine uzun uzun notlar aldı ve bana dönerek “Bizim ülkemizde de bu denemeleri yapmalıyız” dedi. O an kayısının yalnızca bir tarım ürünü değil, sağlık ve bilim kaynağı olduğunu bir kez daha hissettim.

Turgut Özal Üniversitesi’nde Geleceğe Bakış

Gezimizin son durağı 
Malatya Turgut Özal Üniversitesi oldu. 
​Turgut Özal Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Recep Bentli, Şili'nin saygın yükseköğretim kurumlarından Universidad del Bío-Bío ile bilimsel araştırmalara ivme kazandırmak amacıyla önemli bir protokole imza attı. Özellikle meyvecilik alanına odaklanan bu iş birliği, araştırma, eğitim ve kültürel alışverişi kapsıyor.
​Bu protokolün simgesel anlamı oldukça derin. Hititlerin "Tanrı armağanı" adını verdikleri kayısı, binlerce yıl sonra iki farklı kıtadan gelen bilim insanlarını Malatya'da, aynı masada buluşturdu. 

Bu, sadece iki üniversite arasında imzalanan bir belge değil, aynı zamanda geçmişle bugünü, kültürel mirasla geleceğin bilimsel potansiyelini bir araya getiren bir köprü niteliğindedir.
​Bu iş birliğiyle, Malatya'nın dünyaya açılan kapısı olan kayısı, küresel bir platformda bilimsel araştırmaların ve kültürel etkileşimin merkezine yerleşiyor. Şili'nin tarım alanındaki bilgi birikimi ile Malatya'nın kayısıya olan hakimiyeti birleşerek, hem tarımsal verimliliği hem de akademik üretkenliği artıracak yeni ufuklar açılması hedefleniyor.

Günün Ardından

Akşam olduğunda, Malatya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Ramazan Özcan’ın ev sahipliğinde düzenlenen yemekte bir araya geldik. Sofrada kayısılı tatlılar, yöresel lezzetler ve dostluğun sıcak sohbeti vardı.

Çekilen fotoğraflar, bu geziyi ölümsüz kıldı. Benim içinse, her karede Malatya’nın yalnızca bir kayısı şehri değil, aynı zamanda tarihin, kültürün ve bilimin kavşak noktası olduğu bir kez daha ortaya çıktı.

Sonuç

Bu ziyaret bana bir gerçeği yeniden hatırlattı:
Malatya, yalnızca “Dünya Kayısı Başkenti” değildir. Aynı zamanda Aslantepe’nin, Nemrut’un, binlerce yıllık uygarlıkların izini taşıyan; bilimin, kültürün ve dostluğun buluştuğu bir merkezdir.

Ve kayısı…
Hititlerin güneşin altın yumurtası dediği o meyve, bugün Malatya ile Şili arasında dostluk köprüsünün simgesi oldu.

Fikri Demirtaş
Emekli Öğretmen – Araştırmacı Yazar


Fotoğraf Galerisi:



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Haceli: Malatya'nın Efsanevi Divanesi

Arguvan'da Lezzetin ve Geleneğin Buluştuğu Gün: Yöresel Yemek Yarışması Coşkusu

Fırat'ın Kıyısında Bir Zaman Yolculuğu: Gerger'in Saklı Köyleri