Malatya’nın Estetik Geleceği: Kayısı Sembolünden Medeniyet Hafızasına

Malatya’nın Estetik Geleceği: Kayısı Sembolünden Medeniyet Hafızasına

​Heykel deyip geçmemek gerekir; çünkü o, bir milletin estetik anlayışının, tarihinin, kültürünün ve heyecanının
Heykel, genellikle maden,  taş, mermer, kil, alçı  ahşap, bakır, tunç, kalay, kurşun ve altın gibi metaller kalıba dökülerek yada yontularak heykel yapılır. Fildişi malzeme de oyma işlemiyle şekillendirilebilir. Büst, rölyef ve tors gibi heykel türleri vardır ve türüne göre kullanılacak malzeme seçilebilir. Heykeltıraşın vermek istediği duygu ve düşünceye göre malzeme seçilir. Heykel yapımı tamamen heykeltıraşın inisiyatifindedir.

 Resimden farklı olarak ele alınan konuyu üç boyutlu bir gerçeklikle sunma çabası olan bu sanat dalı, sanılanın aksine bir israf değil; toplumun kültürel bilincine ve öz güvenine yapılan paha biçilemez bir yatırımdır. İyi bir heykelin bir kentin ruhuna kattığı değer, maddi ölçütlerle kıyaslanamaz.
​Ne yazık ki günümüzde Türkiye’nin pek çok meydanında heykel sanatı; zevksizlik, basitlik ve estetikten yoksunluk abideleri olarak arzıendam etmektedir. 

Oysa dünya genelindeki başarılı örnekler, bir heykelin kenti nasıl bir "marka şehre" dönüştürebileceğini açıkça göstermektedir.

​Kayısı Heykelleri ve Estetik Kaygı

​Malatya’nın sembolü olan kayısı, yalnızca bir meyve değil; binlerce yıllık bereketin, emeğin ve kültürel mirasın bir yansımasıdır. 
​Ne yazık ki Malatya Büyükşehir Belediyesi'nin 2013 yılında Ankara'da bir atölyeye yaptırdığı büyük kayısı heykelleri, beklenen sanatsal estetiğin uzağında kalmıştır. Çevreyolu üzerindeki Turgut Temelli ve Adliye kavşaklarında yer alan bu heykeller, kayısının yuvarlak hatlarını, renginin ışıltısını ve olgunluğunun şiirini yansıtmak yerine, neredeyse portakalı andıran bir form sergilemektedir. Bu dev heykellerin sanatsal ve görsel değerden yoksun oluşu, Malatya'nın kimliğine ve sanatın doğasına dair ciddi bir tartışmayı gündeme getirmektedir.

Heykel kentin hafızasıdır; kayısıyı kayısı yapan o zarif hatlar ancak işinin ehli ellerde hayat bulabilir.İnönü Üniversitesi Güzel Sanatlar  Fakültesinde Heykeltraş Prof. Zakir Azizov, A.Kadir Eriş Anadolu Güzel Lisesi Görsel Sanatlar öğretmeni  Heykeltraş Cengiz Göğebakan ve Arapgir Belediyesinde Görsel Sanat öğretmeni  Heykeltraş Furkan Ekici gibi Malatya’nın yetiştirdiği kıymetli sanatçılar, bu hikâyeyi en doğru şekilde anlatacak birikime sahiptirler.

​Siyasi Hafıza ve Devlet Adamları Anıtı

​Malatya, Cumhuriyet tarihinde iki Cumhurbaşkanı çıkarmış olmanın haklı gururunu yaşayan bir şehirdir. Şehrin en güzel meydanlarından birine; Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk, hemşehrilerimiz İsmet İnönü ve Turgut Özal’ı bir arada gösteren, Malatya’nın devlet geleneğindeki yerini simgeleyen görkemli ve sanatsal bir anıt heykel inşa edilmelidir. Bu tasarım, kentin siyasi ağırlığını ve Cumhuriyet mirasına olan bağlılığını gelecek nesillere estetik bir dille aktaracaktır.

Asrın Felaketi" ve Bir İbret Vesikası: Deprem Anıtı

  Yeni Cami( Hacı Yusuf Camii 1913)

​6 Şubat’ta yaşadığımız, on bir ili sarsan ve demografik yapımızı derinden etkileyen "asrın felaketi", sadece binalarımızı değil, hatıralarımızı da yıktı. Bu acıyı unutmamak ve gelecek nesillere bir ders olarak bırakmak boynumuzun borcudur. Şehrin kalbi sayılan, depremde yıkılan tarihi caminin gölgesindeki Eski Soykan Parkı alanına bir "Deprem Anıtı" inşa edilmelidir.
​Bu anıt; sadece mermerden bir blok değil; yitirdiğimiz canların aziz hatırasını, betonun soğukluğuna karşı insanın çaresizliğini ve doğanın gücünü anlatan duygusal bir betimleme olmalıdır. Durmuş bir saati, yıkılan bir yuvanın kapı eşiğini ya da o geceki karanlığı aydınlatan bir umut ışığını simgeleyen bu eser, şehre gelen herkese şu mesajı vermelidir: “Unutma, ders al ve daha güvenli bir gelecek inşa et.”

​Deprem Sonrası Yeniden İnşa: Mimari ve Sanat El Ele

​6 Şubat depremlerinde büyük yara alan Malatya’mız, bugün devletimizin TOKİ, Rezerv Alan ve Yerinde Dönüşüm projeleriyle mimari olarak yeniden ayağa kalkmaktadır. Ancak bir şehri ayağa kaldırmak sadece binalar inşa etmekle sınırlı kalmamalıdır. Şehrin fiziksel inşasına, ruhsal ve kültürel bir inşa eşlik etmelidir. Bu noktada İnönü Üniversitesi,  Turgut Özal Üniversitesi, İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, Büyükşehir Belediyesi, Battalgazi ve Yeşilyurt Belediyelerine büyük görevler düşmektedir. Yeni kurulan yerleşim alanları ve meydanlar, estetik değerlerle taçlandırılmalıdır.

​Öneri: "Kültür ve Medeniyet Yolu" Projesi
​Malatya’nın estetik kimliğini güçlendirmek için şu vizyoner adımlar atılmalıdır:
​Tarih ve Sanat Rotası: İnönü Kapalı Çarşısı üzeri ve ana arterler; Arslantepe Höyüğü’nün aslan ve kral heykelleri, Nemrut Tümülüsü figürleri, Roma dönemine ait Ozan Anıtı, Selçuklu mirası Ulu Cami ve Taşhoran Kilisesi gibi sembollerin sanatsal replikalarıyla donatılmalıdır.

​Sanatsal Kayısı Tasarımları: Kayısı, devasa figürlerden ziyade, çekirdeği ve çiçeğiyle farklı sanatçılar tarafından yorumlanan soyut eserlerle şehre yayılmalıdır.
​Heykel Yarışmaları ve Çalıştaylar: Akademisyenler ve yerel sanatçıların iş birliğiyle, deprem sonrası kurulan yeni yaşam alanlarına sanatın estetiği taşınmalıdır.
​Sanat aceleye gelmez; hele ki bir kenti temsil ediyorsa... Malatya’nın tarihine ve devlet adamlarına dair gururunu taşıyacak eserler, ancak sanatın inceliğini bilen ellerle yükselebilir. Temennimiz, Malatya’nın hem mimari hem de sanatsal olarak gerçek kimliğini yansıtan, ruhu olan eserlere kavuşmasıdır.

Fotoğraf Galerisi:

 Yeşilyurt  İnönü Mahallesi Billurkent Sitesi

 Yeni Cami
 Çınarlı Camii

  Dünyada Heykel Sanatı
 Ülkemizde Heykel Sanatı!
Oysa ülkemizde Dünyaca ünlü çok ünlü Heykeltraşlarımız var. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Arguvan'da Lezzetin ve Geleneğin Buluştuğu Gün: Yöresel Yemek Yarışması Coşkusu

Kayısı ve Su: Hayati Bir İlişki

Fırat'ın Kıyısında Bir Zaman Yolculuğu: Gerger'in Saklı Köyleri