Kayıtlar

Cemevlerine İsim Verilirken Yol ve Erkânın Kutlu Mirası: Kimlik, Rıza ve Aidiyet

Resim
Malatya Arapgir Onar Köyü Büyükocak Cemevi( Selçuklu dönemi 800 yıllık) Cemevleri: Hakk'a Giden Yolda Bir Nefes ​Alevi-Bektaşi inancının özü ve temel taşı, "Yol cümleden uludur" ilkesidir. Bu ilke, Alevi ahlakının, inancının ve tüm ibadet pratiklerinin üzerine inşa edildiği sarsılmaz bir hakikattir. Cemevi, bu ulu yolun manevi derinliğini, erkânın titizliğini ve toplumsal birliğin sıcaklığını kuşanarak geleceğe taşıyan kutsal bir meydandır. Fotoğraf: M.Ali Tanrıvermiş  Arapgir Onar Köyü Büyükocak Cemevi ​Bu meydanın kimliği, geçici şahsiyetlerin, siyasi aidiyetlerin veya maddi kaygıların gölgesinde kalamaz. Çünkü cemevine yapılan her hizmet, Hakk'ın rızasını kazanmak amacıyla, tamamen canlara ve bu kadim yola adanmış bir ibadettir. İnançlarının en temel ilkelerinden biri olan "bir elin verdiğini diğer elin görmemesi" esası, canlara gösterişten uzak, samimi ve riyasız bir hizmeti emreder.  Bu yüzden, cemevlerinin levhaları...

Malatya Kayısı Araştırma Enstitüsü Yerleşkesinde Panoroma Malatya Kayısı Müzesi Kurulması

Resim
Fotoğraf sanal ortamda üretilmiştir. Malatya Kayısı Araştırma Enstitüsü Yerleşkesinde  Ponaroma Malatya Kayısı Müzesi Kurulması ​Malatya denince akla ilk gelen nedir? Şüphesiz ki altın değerindeki meyvesi: Kayısı. Bu meyve, şehrin sadece ekonomisini değil, yüzlerce yıllık kültürünü, emeğini ve kimliğini şekillendirmiştir. Malatya "dünyanın kayısı başkenti" olarak da adlandırılmaktadır. Kendine özgü tat ve aromasıyla ün kazanmış 2017 yılında AB tarafından Menşe adı ile Coğrafi İşaret olarak tescil edilmiş meyvedir. Malatya'nın kültürel duruşu ve tanıtım politikaları da bu eşsiz hazinenin etrafında örülmelidir.  ​ Ancak son yıllarda, "Ülkenin en büyüğü" gibi iddialı unvanlarla öne çıkan, ancak şehre olan organik bağları zayıf olan    müzeler kurulmuş olsa da, bu yatırımlar şehrin öz kimliğini temsil eden kayısı kültürünü gölgede bırakmaktadır. Bu durum, stratejik bir öncelik sapması ve şehrin en değerli mirasını değerlendirme konusunda ciddi bi...

Sürmeli Ceylanım​

Resim
Sürmeli Ceylanım ​Yitik bir sevdanın izini taşıyan, yorgun kalbime Zarif bir ceylan gibi dokundu, Suskunluğumda sesin içimde bir şarkı oldu, Her rüzgârda kokunla sana sarılırım. ​Gözlerin, karanlık gecemde bir yıldız, Her bakışta kalbimi aydınlatır. Yalnızlığın boğduğu anlarda bir nefes, Umutsuzluğun tükendiği yerde bir şafaksın. ​Gülüşün, içimdeki tüm kışları bahara çevirir, Her tebessümünde yeniden doğarım. Saçların, dokunduğumda avuçlarımda kalan bir huzur, Her tutamında bir rüyaya dalarım. ​Fotoğraflarına bakınca içimdeki yara sızlar, Çünkü imkânsızı sevmek ne zormuş meğer... Ey ruhumun yari, bir vakit uğramaz mısın bu ölümsüz sevdaya? Ya da gel, rüyalarımda buluşalım, bari orada sen benim ol.

Ceylan Gibi

Resim
Ceylan Gibi Yıllar sonra bir ceylan gibi belirdin,   Bir rüyadan uyanmışım sanki.   Getirdiğin o bahar esintisi,   Kalbe değen bir meltem, bir fısıltı...   İnce ince titredim,   İlk aşk gibi, ilk dokunuş gibi.   Kalbin titreyen sızısı,   Şimdi seninle yeniden buluştu.   Siyah gözlerinde kayboldum,   Gamzende açan gülün kokusunda.   Her nefesin,   Yüreğime düşen kor ateş oldu.   Kimsenin bilmediği bir sır gibi,   Sadece seninle duyulan bir şarkı.   Gizli sevdam özledim seni, Gözlerim yollarda kaldı,   Hasretinle yoğrulmuş...   Sürmeli bakışlarını sal da gel,   Dalgalı saçlarını savur da gel.   Biliyorum geleceksin,   Sensiz geçen her saniye, kalbimin atışıyla yankılanıyor

Kaz Dağları'ndan Bir Ceylan

Resim
Kaz Dağları'ndan Bir Ceylan Zeytin ağaçlarının fısıltısında, bir ceylan süzülür yamaçlardan. Nazlı adımları toprağa değdikçe, sessiz bir ezgi yayılır. Gün ışığıyla siyah saçları birleşir, ela gözlerinde Küçükkuyu'nun mavisi. Her dokunuşu bir sevda tohumu, filizlenir o toprakta. Gamzelerinde pembemsi güller açar, kokusu zeytin yapraklarına karışır. O an, beyaz kanatlı kazlar süzülür denize doğru. Kanat çırpışları Afrodit’in aşk dansına eşlik eder. Büyülü gözler Akdeniz’in engin mavisiyle buluşur. Zeytin ağaçları sessiz şahittir bu aşka, gönüller coşar, zaman durur. Akşamın altın öpücüğü denizin yüzüne düştüğünde, sahile vuran her dalga, bir lirin telinden dökülen ebedî bir nağmedir. Ve ceylan, hâlâ zeytin kokulu yamaçlarda, kalbi Ege'nin türküsüyle atar, aşkın izini sürer.

Söğütlerin Sessiz Direnişi: Malatya Çırmıktı'dan, Gündüzbey'e

Resim
                    Malatya -Yeşilyurt   Salkım Söğüt  Salkım Söğüt Akıyordu su gösterip aynasında söğüt ağaçlarını. Salkımsöğütler yıkıyordu suda saçlarını! Yanan yalın kılıçları çarparak söğütlere koşuyordu kızıl atlılar güneşin battığı yere!(...) Nazım Hikmet Yıkımın ve Umudun İzleri: Çırmıktı'dan Bir Yolculuk Gökyüzünün gri bir hüzünle örtündüğü 30 Temmuz 2025 sabahı, 6 Şubat 2023'teki depremin zamanı durdurduğu, enkaz yığınları arasında bir hayalete dönüşen Çırmıktı'daydık. Kalbimizde tarifsiz bir sızıyla, Kahramanmaraş merkezli bu büyük felaketin derin izlerini taşıyan, bir zamanlar hayat dolu olan Molla Kasım Mahallesi'nin ıssız sokaklarında yürüdük. Yolculuğumuzun ilk durağı, bir zamanlar duaların göğe yükseldiği, şimdi ise minaresinin bir kısmı ile duvarları yıkılmış, ağır yaralı bir anıt gibi duran Mustafa Ağa Camii Kebir oldu. 1753 tarihli bu kadim Osmanlı eseri, asırlar boyu nice...

Sürmeli Gözlerdeki Şiir

Resim
Sürmeli Gözlerdeki Şiir Kara gözlerin, ah o kara gözlerin Aklımı başımdan usulca çalıverdi Düşlerimde sen, her anımda sen Gözlerime bak, hep seni görürüm. Gözlerinin şairiyim ben. Gülüşün, baharın en taze çiçeği sanki, Ruhum, susuz toprağın yağmura hasreti gibi... Seni gördüğüm an, kafesinden kurtulan bir kuş olurum. O sürmeli gözlerinde yanarım, kor olurum. Kavuşmamız imkansız belki, biliyorum, Ama bu yalnız kalp, senin mülkün. Her adımında endamın bir şiir, Rüzgar, getirsin bana teninin kokusunu, Sen, ey uzaktaki yakınım, Canımın en derindeki sızısı, en tatlı düşü. Yanımda olmayıp da aklımdan bir an bile çıkmayanı, Sadece özlem değil, tarifsiz bir yangınım.