Rüzgâra Savrulan Kırık Aşk

Rüzgâra Savrulan Kırık Aşk

Uyanır uyanmaz, şafak sökmeden
sen geliyorsun aklıma.
Pencereye vuran solgun ışıkta,
bahçedeki gülün kokusunda.
Yanımda olmasan da,
özlemin hep bende kalacak.

Yanarken içimde hasretin,
sana dair suskunluğu öğrendim.
Kimseler bilmeyecek o sürmeli gözleri,
kirpiklerimin perdesine gizlediğim.

Yazdığım bütün şiirlerde
adın gizli bir sır gibi saklı;
bir bir kopan sonbahar yaprakları gibi
kelimelerim rüzgârın hüznüne savrulur.
Her dizede nefesin,
her kelimede kalbinin izleri var.

Yürekten bir fısıltı gibi,
imkânsızlığın sınırında sevdim seni;
kavuşmadan sevenlerin acısını
bıraktın yüreğime.
Geriye yalnızca
yanık bir aşkın külü kaldı.

Bizimki…
hayatın tamamlayamadığı,
yüreğin unutamadığı
kırık bir sevda hikâyesi.

Malatya, bir sonbahar akşamı
Kasım — 2025


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Arguvan'da Lezzetin ve Geleneğin Buluştuğu Gün: Yöresel Yemek Yarışması Coşkusu

Kayısı ve Su: Hayati Bir İlişki

Fırat'ın Kıyısında Bir Zaman Yolculuğu: Gerger'in Saklı Köyleri