İSTANBUL VALİDE-İ ATİK CAMİ ( Toptaşı Camii)

    Malatya'dan İstanbul'a oğullarımı ziyeret için geleli yaklaşık yirmi gün olmuştu. 11Ocak 2021  pazartesi günü öğleden sonra  İstanbul Üsküdar'ın sokaklarında gezintiye çıktım.  İnceden hafif bir yağmur başladı. Sokaklarda binalar göğe yükselmiş kale surları gibi uzanıyor. Bazen bu apartmanlar arasında, tarihi çeşmeler, mezarlar, hamamlar, kiliseler, camiler ve  tek tük bunca yıllardır " yıkılmadım ayaktayım" diyen bas bas bağıran ahşap  evlerde var. Ahşap pencerelerin pervazlarında  kasımpatılar, küpeliler dizilmiş yoldan geçenlere sanki göz kırpıyor...Üsküdar'ın dar sokaklarında beton kafesler arasında. Gök yüzünde el kadar mavilik. Uçan martıları , güvercinleri doyasıya seyredemiyorsun. 

Malatyalı şair Şemsi Belli tarihi eserlerin ,konakların ,camilerin ,çeşmelerin beton binaların arasında kalmasına üzüldüğünü bir beyitin de "Ağla Üsküdar'ım! Ağla ' Üsküdar ' diye!..." ifade etmiş. Üsküdar'ın dar ve yokuşlu sokaklarında kalabalıklar içinde yalnız  yürüyordum. Hoparlörden çok yüksek sesle  okunan semada yankılanan ezan sesi, top atılmış gibi  Üsküdar'ın sokaklarında, çatılarda, camilerin kubbelerinde  tünemiş  martılar ,güvercinler korkudan  birden bire gökyüzüne havalandılar.

       Giriş kapısında Valde-i Atik camisi yazan yere gelmişim. Caminin girişinde göndere çekili  Türk bayrağı nazlı nazlı dalgalanıyordu. Fotoğraf makinesinin kadrajında bu anı görüntüledim...


Caminin tek şerefeli iki minaresi, caminin sağ ve solunda yükselmektedir.  Kubbeler kurşun levhalarla kaplanmıştır. Cami minarelerin zarif  şerefelerinin dört bir yanına asılan o kocaman hoparlör bu güzel minarelerin doğal ve estetik görünümü bozmaktadır.
Bu minarelere ses düzeni için başka çare düşünülemez mi acaba diyorum ?

      Caminin avlusundan içeri girince kendini bir vaha da hissediyorsun. Asırlık ulu ağaçlar, ıhlamur, çınar, Selviler minarelerin şerefelerine kadar yükselmiş her taraf hâlâ yeşil. Kuş sesleri , güvercinler, martılar uçuşuyor.  Kıble tarafında ki dış havlunun büyük kısmı hazire olarak değerlendirilmiş.
Caminin  girişinin sağ tarafında musalla taşının arkasına ibret alınması, her daim ölümü unutmamaları için, “Her nefis ölümü tadacaktır. Sonra bize döndürüleceksiniz.” ayetin  Arapçası ,Türkçe meali  kabristanların duvarına nakşedilmiş.

      Caminin sağ tarafında haziresinde ulu ağaçlar arasında  gündüz güneş, akşamları ay ışınlarının sızıp renklendirdiği,  sıra sıra beyaz hayaletler var. Bunlar bir insan yüksekliğinde, mermerden yapılmış mezar taşlarıdır. Başları kavuklu, fesli, sarıklı üzerleri yazılı mezar taşlarıdır.
  Kadınların mezarlarında da sütun taşlar var. Fakat bunlarda baş yerinde gül veya demet şeklinde bir süs bulunuyor. Kabartma veya oyma şeklinde çiçeklerle süslenmişler.
 
      Avluda şadırvan mükemmeldir. Geometrik şekillerle mermerden yapılmış. Avluda asırlık çınar, sedir ağaçları minareler gibi göğe uzanmakta.

                         
     Cami içinde  manevi soluğun hissedildiği atmosferdeyim. Mermer, çini, kalem işi ve naht sanatlarının en güzel örnekleri karşımızda duruyor; 

      Din, insanlar için vazgeçilemez bir özelliğe sahip olduğu gibi her dinin de kendine ait mabetleri vardır. “Biz Müslümanların mabedi de camilerimizdir. İslam âleminde yazıyı en güzel yazan ve kemale eriştirenler Osmanlı Türkleri olmuştur. Hat sanatı  İslam dininin benimsenmesiyle birlikte estetik ve derunî bir boyut kazanarak kısa zamanda  “İslam Yazısı” adını almıştır. 

     Camilerde tezyinat unsurları olarak geometrik ve bitkisel motiflerin yanında hüsn-i hat sanatını da görmekteyiz. Birçok âyet-i kerime, dua ve hadis gibi birçok ibare yazılmıştır. Bunlar Allah, Muhammed, Hulefa- i Raşidin levhaları (Dört halifenin isimleri.) Kapıların dışında içinde, kubbelerde  mihrapta, minber ve şadırvanda kendi vasıflarınca bu algıya sahip âyet ve hadislerle tezyin edilmiş.

        Caminin minberi ve mihrabı beyaz mermerden inşa edilmiş. Mihrabın ik yanı bahar dalları ve vazodan çıkan çiçekler  İznik çinileri ile süslenmiştir. Ana ve küçük yarım  kubbelerde bulunan pencerelerde aydınlatılmaktadır. Çok ferah bir mekan ortaya çıkmıştır. Vitraylar dan yansıyan rengarenk ışıklar ayrı bir görünüm veriyor.

Geleneksel Türk halı motiflerine bağlı olarak  üretilen saf yün halı tarihi caminin dokusuna uygun desende , saf hizaları seccadeler gibi sıralanmış ,zemin  kırmızı renkte boydan boya serilmiş. Cami Avizeleri, iç mimarisine uyumlu caminin ışıklandırmasına yardımcı olarak aynı zamanda dekoratif bir görünüm de sağlamaktadır. Korona virüs salgını sebebiyle külliyenin camisi haricinde  medrese, tekke, sübyan mektebi, kervansaray, hamam,  darülkurra, darüşşifa'dan oluşan birimleri  kapalı olduğundan gezemedim. Tüm zamanların en iyi mimarı olan "Koca Sinan" olarak anılan Mimar Sinan, ortaya koyduğu eserlerindeki ustalık, mühendislik zekası, işçilikle yüzlerce yıldır hayranlık uyandırıyor.

     Türkiye'nin  tarih kokan şehri İstanbul'da da bulunan, rengarenk mimarisi ile benzersiz olan Valide-i  Atik camii Üsküdar'a  gelen ziyaretçilerini tüm ihtişamı ile karşılamaktadır. İstanbul'u gezmeye gelen , burada yaşayan  bu camiyi görmemesi büyük bir eksikliktir.
       Hava soğuk üşür gibi olunca eve dönmeye karar veriyorum. Camiyi tavaf edip gezdiğim yerlerin tümünü film karelerine sığdırdım.
Yürüyüş bitti. Oğlum Oğuzhan'ın evine yaklaştım. Akıp gitti zaman...

     İnsan oğlunun inandığı tanrıları mutlu etmek için yeryüzünün en güzel noktalarına  inşa etmiş mabetlerini yükseklere yaparak güç, büyüklük ve ulaşılmazlık tesiri uyandırmak istemişlerdir.

        Kur'an bir büyük mabet tanıtmıştır insanlığa. Bir mabet ki tavanı gök kubbe, seccadesi tüm dağlar, ovalar, çöller ve denizler... Bu büyük mabette toprak post, Allah dosttur. Bu büyük mabette aracısız, lidersiz, haraçsız ve huruçsuz ibadet edilir."

        Kralların, sultanların yaptığı mabetlerin, tapınakların çoğu, iktidarlarını takviye etmek, halk üzerine kurdukları haksız otoritelerini kutsallık zırhıyla sarmalamak ve böylece kalıcı olmaya çalışmak amacını taşır. Krallar, sultanlar kendilerini büyük ölçüde, “Allah’ın yeryüzündeki gölgesi” gibi görürler. Allah adına hüküm sürdüklerini sanırlar. Bunun için de güya Allah’a adanmış dev mabetler yaparlar.

Valide-i Atik Camii (Toptaşı Camii) Tarihçesi

       "Cami Üsküdar'ın en yüksek bir tepesi üzerine yapılmıştır. Müştemilâtı ile beraber çok geniş bir alanı kaplar. Mabet, Sultan II. Selim'in kadını, Sultan III. Murat'ın annesi Nurbânu Valide Sultan tarafından yaptırılmış olup tam bir külliye halinde dev bir eserdir. Mimar Sinan yapısıdır. Kurban Nasuh Camii'nin bânisi Nasuh Ağa'nın, bu mabedin yapımında mimar yardımcısı olarak çalıştığı ve bina eminliği yaptığı söylenmektedir. Kurban Nasuh Camii, Konyalı Biraderler Camii ve Salih Efendi Camii, bu muazzam eserden artan malzeme ile inşa olunmuştur.

        Evliya Çelebi, Seyahatname'sinde Valide-i Atik Camii'nden Orta Valide Sultan Camii diye bahsetmekte ve şu bilgiyi vermektedir: "Atpazarı yakınında tarif olunmaz bir hayr-ı azimdir. Sultan III. Murat'ın validesi bina etmiştir. Bir bayır üzerinde olup güya nurdan bir kubbedir. Üç yanlarında cemaat tabakaları ve kandil tabakaları vardır. Burada da çeşitli billur cam ve pencereler vardır. Camiin yan kubbeleri olup hele büyük kubbesi çok yüksektir. Dış avlusu içinde çınar ve ıhlamur ağaçları vardır. Sağ ve solunda birer şerefeli iki münasip minaresi vardır. Binaları baştan başa mavi kurşun ile nurlu olup Mimar Sinan'ın sağlam olarak yaptığı binalardandır." ( Alıntı- Üsküdar Belediyesi)

Yazı fotoğraflar: Fikri Demirtaş
fikridt@hotmail.com

Fotoğraf Galeri

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hekimhan - Basak Köyünde Kış Yarısı Geleneği Kuşaklar Boyu Yaşatılıyor.

AĞ TOPRAK ; BİR HEKİMHAN ÖYKÜSÜ

Malatya Hekimhan İlçesi Dursunlu Mahallesinde Dört Yüzyılık Ceviz Ağacı.