Surpyerrortutyun (Taşhoron )Ermeni Kilisesi'nde Restorasyon Çalışmaları Tamamlanıyor
- SURP YERRORTUTYUN Kilisesi ( Aziz Teslis -
Taşhoran Kilisesi )
Çavuşoğlu Mahallesi / Yeşilyurt - Malatya
. AlıntıKutsal Üçlü Birliği sembolize eden ve üç
“horan”lı (apsis) olarak yapılan kiliseler genelde Üç Horan Kilisesi olarak
adlandırılırlar. Ermenilerin Üç Horan Kilisesi, Türklerin “Taş Kilise”
dedikleri kilisenin ismi zamanla “Taşhoran”a dönüşmüştür.
Çavuşoğlu (Tek Çeşme) Mahallesi’nde, şimdiki
Boztepe Caddesi ile Okul Sokak’ın kesişme noktasında olup, harap durumdadır.
Rum bir mimar tarafından yapıldığı kaydedilen kilisenin eldeki bilgilere göre
1878’de başlayan inşaatı 1893’te tamamlanmıştır. Aynı yıl yaşanan büyük
depremde hasar gören çatısı, 1905-1907 yılları arasında ardıç kerestesi ile
kaplanmış, üzerine bakır levha ve arasına taş dolgu (sandviç panel gibi ??) bir
çatı ile yenilenmiştir. Kilisenin içi sıvanmamış, taban döşemesi de
yapılmamıştır. Ortadaki büyük horan ve yanlardaki iki katlı horanların alt
tarafları güzel altın kaplamalı sunak masaları ve mükemmel bir sahneyle
taçlandırılmış ve yenileme çalışmaları 1912’de tamamlanmıştır. Kitabesinde; “
Bu kutsal tapınak, kutsal mekan, dua ve şükretme evi, Malatya Ermeni Milleti
tarafından Surp Yerrortutyun (Aziz Teslis) adına inşa edilmiştir. Ermeni
çocukları, haydi, sevgiyle gelin buraya “ Üçlü Birlik“in yüceliğinin şarkısını
söylemeye.“ yazmaktadır.
Amerika’da yayımlanan bir dergideki yazıda, “Bu
kilisenin temelinin atılmasından kubbesinin yükselmesine kadar, halkımız,
kadını erkeğiyle çok büyük fiziksel yorgunluklara ve maddi fedakarlıklara
katlandı. Temelleri doldurmak ve sağlamlaştırmak için gereken 3-4 metre
uzunluğunda ve en az 1-1,5 metre yüksekliğindeki taşlar, şehrin üç çeyrek saat
uzağında bulunan Çamazank denilen taşocağından kağnılara yüklenip, 25-50
kişinin iplere asılmasıyla getiriliyordu. Muazzam kilisenin yontulmuş tüm
taşları, taş yontucusu ustalar ve işçilerin fedakar çabaları sonucu yapıldı.
Henüz kubbesi bitmemişken, taşrada başlayan olaylar nedeniyle kilisenin
inşaatının bitirilmesi gecikti…” şeklinde yazılmış, ama sağlamlığından hiçbir
ödün verilmediği de ilave edilmiştir.
Kilise kesme ve moloz taştan yapılmış,
dikdörtgen bazilika planlı bir yapıdır Dikdörtgen konumda, 27 m boyunda ve 17 m
eninde olan kilisenin taşıyıcı elemanları kesme taştan, dolgu duvarları da
moloz taştan yapılmıştır. Doğu yönündeki apsis bölümünün üzeri, 17 m. çapında
bir ahşap kubbe ile örtülmüş olup, buraya iki yandan çıkılan prothesis ve
diakonikon (Kilise mihrabının sağı ve solunda kilise kutsal eşyaları ve
kitapların muhafaza edildiği papaz hücreleri) bulunmaktadır.
Kilisenin şimdi yıkılmış olan ahşap kubbesinde
Meryem Ana ile Hazreti İsa’nın resimlerinin işlenmiş olduğu, sunum dosyasındaki
iki fotoğraftan görülebilir.
Kilisenin dış avlusunda, ana yapının hemen
karşısında, vaktiyle papazların ve zangoç’un ikametgah olarak kullandıkları bir
müştemilat olduğu, daha sonra o müştemilatın yıkıldığı bilinmektedir.
Bugün Tarihi eser statüsünde olan kilise;
Cumhuriyet döneminde bir süre askeri mühimmat deposu olarak kullanılmış ve 1962
yılında boşaltılmıştır. Ahşap üzerine Meryem Ana, Hazreti İsa ve meleklerin
resimlerinin işlenmiş olduğu tavan tamamen yıkıldı. Çatı; resimlerin zeminini
oluşturan ardıç ağaçlarından yapılmış tavan ile Kurşun Levhalar arasında bir
metreden kalın bir taş ve toprak dolgu ile yapılmış. Malatya Ermenilerinin
ibadet amaçlı kullanımına da izin verilmeyen kilise zamanla çatısındaki kurşun
levhaların çalınması, daha sonra tabiat şartları ve kötü niyetli kişilerin
yoğun çabalarıyla giderek daha çok ve hızlı bir şekilde yıprandı. Kilisenin
kubbesi, kurşun kaplamasının alınmasından ve içerideki ahşabın çürümesinden
sonra yıkılmış ve evsizler ile define arayıcılarının mekanı haline gelmiştir.
Uzunca bir süre, daha fazla tahrip edilmemesi için kilisenin kapı ve
pencereleri duvar örülerek tamamen kapatılmıştır
Yorumlar
Yorum Gönder