AKÇADAĞ KÖY ENSTİTÜSÜ YERLEŞKESİNDEN HÜZÜNLÜ KARELER
17 Haziran 2021 günü Nezir Kızılkaya, Süleyman Turan beyle 1976 yılında mezun olduğum Akçadağ Köy Enstitüsü yerleşkesinde / Öğretmen okulunda
kadrajlara sığındık... Akçadağ Köy Enstitüsü ile umutsuz ama derin öyküyü yaşamak için...Duygulu anlar yaşadık. Hatıralarım gözlerimin önünden gelip geçti...
Akçadağ Köy Enstitüsü Kuş bakışı görünüm
Fotoğraf: Pilot Atilla Özdemir
Köy Enstitülerinin kapatılış süreci genel siyasetin dışında değildir. 1945’te ABD ile yapılan Silah Antlaşması, 1947’de Truman Doktrini, 1948’de Marşal Planı, IMF ve Dünya Bankası üyelikleriyle, 1949 yılının Aralık ayında ABD ile Ortak Eğitim Anlaşması yapılması, Köy Enstitüleri anlayışıyla çelişiyordu. Bilindiği gibi 1946’da programı değiştirilen ve önce Tonguç, sonra da diğer yöneticileri görevden alınan bu okullar, 1947’den itibaren özgünlüklerini yitirmişlerdi. Köy Enstitüleri 1954’te İlköğretmen Okullarıyla birleştirilerek tamamen kapatıldı.
Ortak Eğitim Anlaşması ile eğitim sistemimizi ABD planlamaya başladı. Yeniden ezberci, tüketici eğitime döndük. Bugüne gelişimimizin temelleri o günlerde böyle atıldı.
***
Akçadağ Köy Enstitüsü’nün bulunduğu yerleşkedeki yapılara sahip çıkılmaması, Enstitü’nün adeta harabeye dönüşmesine neden oluyor. Onlarca yapının bulunduğu yapıların kaderine terk edilmesi tepki çekiyor. Onlarca “kültürel varlık” yıkılmayı bekliyor.
Bundan yaklaşık 81 yıl önce kurulan Akçadağ Köy Enstitüsü yerleşkesinde 1940 yılında “Enstitü İmecesi” ile yapıldı. Çivinin dahi çok zor bulunduğu, maddi olanakların olmadığı, kısıtlı olduğu yıllarda öğrencilerin emekleriyle “küçük bir kasaba” kuruldu.
Oysa Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu tarafından koruma altına alınmıştı. Sözde bazı binaların tescili yapılmıştı. Bugünkü durumuyla binalar adeta yıkılmaya terk edilmiş.
Dünyada belkide kendi mezarlığı olan tek okul Akçadağ Köy enstitüsünün öğretmen, öğrenci, personel mezarları kurumuş otlar içinde kalmış, tahrip edilmiş, yıkılmış, kime ait olduğu belli değil. 4 bin dönümlük arazi içinde mezarlığın yeri tarifle bile zor bulunur.
Akçadağ Köy Enstitüsünde ölen bir kadın öğretmenin mezarını ziyaret eden İsmet İnönü Tonguç ve öğretmenler.
Köy Enstitünün aynı akıbetini okulun 1 km. aşağısında bulunan Akçadağ istasyonuda yaşıyor. Akçadağ Köy enstitüsünün kurucu müdürü Şerif Tekben, Eğitim Başı Reyzi Pamir , md.yrd. Mümin Başoğlu öğretmenler ve öğrencilerin imece ruhu ile yaptıkları vahaları yok artık...
Köy Enstitüleri, kapatılmayıp, etkinliğini sürdürebilse; ülke olarak bugün bambaşka bir konumda olurduk.Ve şu an yaşadığımız kronik sorunların pek çoğu olmazdı.Tüketen değil, üreten bir toplum olurduk.Bu çağda hâlâ hurafelerle, yobazlarla, tarikat ve cemaatlerle uğraşmaz; biz de gelişmiş ülkeler arasında, yerimizi alırdık.Ama olmadı, oldurmadılar.Türk ve Türkiye düşmanı dış güçler ve onların yurtiçindeki uzantısı çapsız ve vizyonsuz Türk(!) yöneticiler, ağalar buna izin vermedi.
Kapatılmalarının üzerinden 67 yıl geçti ama Köy Enstitüleri hâlâ tartışılıyor. Acı ve hüzün veren bir özlem, direnme yaratan bir umutla anılıyor.
Enstitünün binalarının hepsi terk edilmiş durumda. Özellikle sinema salonu ve müzik odalarının bulunduğu yerler insanın içini parçalıyor. Her gidişimde yıkım sürüyor. Fotoğraf çektiğim yerlerde yok oluyor.
Oysa diğer köy Enstitüleri gibi Akçadağ Köy Enstitüsü çürümeye terk edilen binalarının, hamamın, yatakhanelerin, sinema salonun ve müzik kompleksinin yapılış öyküsü bir destandır.
Köy enstitülerini tepeden tırnağa okul müdürleri, Eğitim başları, öğretmenleri ve yoksul köy çocukları ile bu destanın nasıl gerçekleştirdi? O güzelim yapıları kimler nasıl yaptı?
Cumhuriyetin mirası Akçadağ Köy Enstitüsü’nün yapılarının ve tarihi kalıntılarını korunması , hatta bir eğitim müzesi yapmak için Malatya Valiliği, Akçadağ Kaymakamlığı, Milli Eğitim Müdürlüğü, İnönü Üniversitesi, Turgut Özal üniversitesi, Malatya Büyükşehir Belediyesi Başkanı Selahattin Gürkan öğretmen kökenli olmasına rağmen, Akçadağ İlçe belediyesi, ne iktidar ne muhalefet, nede bir sivil toplum örgütü bir çalışma yapmadı.
Böyle kültürel tarihi eğitim mirasları olup da binalarına dahi sahip çıkmayan yeryüzünde acaba bir devlet var mıdır? Kuruluşundan bu yana gelmiş geçmiş tüm öğretmen ve öğrencilerine selam olsun. Saygılarımla...
Fotoğraf Galerisi
Kullanılmakta
Yol boyunca yapılan pano ve heykel kaideleri
Yorumlar
Yorum Gönder