ALEVİ ÖRGÜTLERİ " Kadıköy'de Demokrasi ve Laiklik Mitingi Düzenledi"
Yazı, Fotoğraf :Fikri Demirtaş
27 Şubat 2022, Kadıköy/ İstanbul
Alevi Bektaşi Federasyonu (ABF), Alevi Dernekleri Feerasyonu (ADFE), Alevi Vakıfları Federasyonu (AVF), Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu (AABK) ile Demokrasi İçin Birlik Platformu’nun (DİB) çağrısıyla İstanbul Kadıköy’de gerçekleştirilen “Demokrasi ve Laiklik Buluşması”na binlerce kişi siyasi partilerin temsilcileri, Alevi örgütleri başkanları, Alevi dedeleri ve binlerce kişi katıldı.
EHP, EĞİTİM SEN, KESK, EMEP, TİP, TÖP, Yeşil Sol, SODAP, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD), Dersim Dernekleri Federasyonu (DEDEF), Demokratik Alevi Dernekleri (DAD), Hubyar Sultan Alevi Kültür Derneği, Devrimci Kızılbaş Hareketi, Anadolu Kadın Hareketi, 17+ Alevi Kadınlar, Yol Erenleri, AKA -DER (Anadolu Kültür Ve Araştırma Derneği), Kaldıraç, Alevi Kadınlar Birliği, VELİ -DER, Halkevleri, Sosyal Medya Platformu ile ADAM-DER katılımcı kurumlar olarak alandaki yerlerini aldılar.
Miting Atatürk Heykelinin bulunduğu alanda Alevi sanatçıların seslendirdiği ezgilerle başladı. Alevi canlar özü, kültürü, dili ve benliği bir olan türküleri, deyişleri hep birlikte söylediler..Seslendirilen türkülerin ardından mitinge katılan kurumlar adına hazırlanan ortak açıklama okundu.
TALEPLER SIRALANDI
Açıklamada şu talepler dile getirildi:
-AHİM kararları derhal uygulansın ve zorunlu din dersleri kaldırılsın!
-Okul öncesinde din dersi dayatmasını kabul etmiyoruz!
-Laik bir ülkede Diyanet İşleri Başkanlığı gibi bir kurum olmamalıdır.
-Demokratik, özgürlükçü, halkçı, laik bir eğitim ve ülkeyi kurmak için bu yıkım kararını hep birlikte durduracağız!
-Bilimsel, demokratik, laik, anadilinde bir eğitim istiyoruz!
-Eşit yurttaşlık istiyoruz
-Toplumsal cinsiyet eşitliği istiyoruz!
-Cemevleri ticarethane ya da konut değildir, Cemevleri Alevilerin ibadethanelerdir!
-Demokrasi ve Laiklik eşit ve özgür bir toplumun temelidir. Demokratik, halkçı, özgürlükçü, laik bir ülkede yaşamak istiyoruz!
“Dergahlarımızı istiyoruz” talebini bir kez daha haykıran Aleviler, 20. Milli Eğitim Şûrası’nda 4-6 yaş grubundaki çocuklar için alınan “din eğitimi” tavsiye kararını protesto etti.
Eşit Yurttaşlık Temelinde Özgür Bir Toplum İçin Demokratik, Laik, Bilimsel, Ana dilde Eğitim İstiyoruz!pankartları açılırken
"Parasız, bilimsel anadilde eğitim",
"Halklara özgürlük inançlara özgürlük" dövizlerini taşıdı.
", Diyanet Kapatılsın", sloganı atıldı.
Mitingde önceden tespit edilen sloganlar dışında başka slogan atılmaması, başka pankart , bayrak, flama açılmaması istendi. Miting görevli arkadaşlara yardımcı olunması anons edildi.Ortak basın açıklamasını gazeteci Nilgün Mete, ABF’den Dilek Güneş ile Ezgi Gürel okudu.Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
ZORUNLU DİN DERSLERİ KALDIRILSIN!
Eğitimin amacı bireyin kendi yeteneklerini keşfedip bunu geliştirmesini meyi, sorgulamayı öğretmek, kendine güvenen bireyler yetiştirmektir.
Ancak, eğitim kurumu tamamen tarikatlara, cemaatlere, Diyanet’e teslim edilmiş durumda. Eğitim kurumları, muhafazakarlaşma ve gericileştirme politikalarıyla, dindar ve kindar bir nesil yetiştirmenin merkezi haline getiriliyor.
12 Eylül dönemi ile başlayan din dersi dayatmasına, 4+4+4 eğitim sistemiyle birlikte zorunlu din dersleri eklendi. Birçok okul imam hatip okullarına dönüştürüldü. Bardağı taşıran son damla ise 20. Milli Eğitim Şura’sının zorunlu din derslerini ana sınıflarına kadar indiren tavsiye kararı oldu. Biliyoruz ki, bu karara dur demez isek, bu karar tavsiye kararı olarak kalmayacak, ilk fırsatta hayata geçirilecek ve devamı getirilecektir.
4-6 yaş çocuğuna din dersi vermek, somut düşünme aşamasında olan çocuğun dünyasını soyut kavramlar ile alt üst etmektir ve insan haklarına aykırıdır. Bu tavsiye kararı, 4-6 yaş çocuğunun gelişim düzeyine, Evrensel Çocuk Hakları’na uygun olmadığı gibi laikliğe de aykırıdır. Çocuklar kimsenin siyasi malzemesi değildir. Çocuklar bu toplumun özneleridir.
Devletin görevi çocuklara bir dini empoze etmek değil, bütün inançlara eşit mesafede durarak din ve inanç özgürlüğünü sağlamak, eşit yurttaşlık ilkesini kayıtsız şartsız uygulamaktır.
Cem-evlerimizin, ibadet yerimiz olduğu konusunda vakit geçirilmeksizin yasal düzenlemeler yapılmalıdır.
İbadet yerimizin neresi olduğu konusunda tek yetki sahibi bizler olup,hiç bir iktidar ve Devlet bizim adımıza karar verme hakkına sahip değildir.Tabii insan hakkından olan bu hakkımızın derhal teslim edilmesini istiyoruz.
"Laik bir yönetimde zorunlu din dersi ve Diyanet İşleri olamaz’
Zorunlu din dersleri uygulamasına son verilmelidir.Bir ülke hem laik hem de Diyanet İşleri Başkanlığı eliyle sadece Sünni-Hanefi mezhebine hizmet eden bir kurum dayatmasıyla bireylere inançsal baskı yapamaz. Bu nedenle Diyanetin hemen kaldırılmasını ve Devletin belirli inançları finanse etmesi uygulamasına son verilmelidir.
Nesimi Özcan, Hekimhan / Malatya
Sosyal barış, birlik ve beraberlik için taksit taksit siyasi amaçlara yönelik uygulamalara son verilip,eşit yurttaşlık , demokratik hak ve özgürlükler evrensel değerler nazara alınarak def'aten ve derhal hayata geçirilmelidir.Binlerce insan Alevilerin demokratik istekleri için Kadıköy Meydanını doldurdu... Birlik, eşitlik, laiklik, çağdaş eğitim vurgusu yapıldı...
Konuşmaların ardından çalınan müzikler eşliğinde halaylar çekildi. Miting Barış ve Kardeşlik türküleriyle bitti...
Fotoğraf Galerisi:
Herkese eşit yurttaşlık hakkı sorunları çözecektir
YanıtlaSilSAF, KİRLENMEMİŞ TANRI İNANCINA EKLEMLENİP TOPLUMA-KİSİLERE ENJEKTE EDİLEN EZBERLİ ÖNHÜKUMLER, TABULARLA YÜZLEŞMEK NASİL OLMALİDİR BU ŞARTLARDA
YanıtlaSilKadir doğan, teoman şahin, cemil kılıç, ebubekir sifil, cüppeli ahmet vesaire özelinde toplumu(alevileri) şiileşmeye, araplaşmaya, ırklasmaya falan ötelidikleri elestirilerini duymaktayim.Bunlari söyleyenlerin savundukları malumdur ne kadar toplumun çürümüslük yarişıni engelledikleri ortadir.Yani meseleye bakişlari kanimca yetersizdir, derinlikten yoksundur.
Bunlardan saf, kirlenmemiş tanrı inanci aramak nasildir? Yani tanriya inanmişliğa sonradan eklemlenen mezhebi, irki , ayrimsal şeyleri elestirmek olabilir çünkü bu eklemeler hep kendilerini hem etkilediklerini kendilerine benzemekte.
Konuyu şöyle benzetmekte kusur aranmasin sokakta kalp kirizi gecirip dusenin derdine derman olmak icin caba gostermek varken dusenin mezhebine, ırkina , rengine bakip senden degilse tekme atmak gibi.Halbuki saf, temiz kirlenmeyle eklemlenmemiş kisinin merhameti, vicdani insancildir, samimidir, heryerde gereksenim duyulan merhemdir, sempati duyulur naçizane.
Mesele hakkinda çok yonludur, çokça seyler soylenip derinlikli tarihsel, ekososyolojik analizler edilebilinir belki burda yüzeysel bakiş denebilinir fakat sartlar, durumlar budur, inanma gerçegi herdem vardir belki aradigimiz heryerde oldugu gibi kirlenmetartisinda soylu kişilikleri bilmek, tutumlarini anlamak bu kirlenme, hırslar yarisinda kiyaslamak, ezberlerle yüzlesmek gibi - ç.c.
OCAKTA - GÖZYAŞIDA AYNİ OLSADA
SilUfak iki kardeşi yetimhaneden alıp yunan hristiyan aileye ötekini müslüman türk ailenin himayesine bırakin yarın bunlar büyüyüp akıl olgunlasinca icinde bulunduklari dini- milleti en dogru , gerçek olarak kabul ederler artik kendine benzemeyen öteki , gavur, kafir, bozulmuş vesairedir, yer değistirin aynisi tekrarlanir.
Böyle sıradan yorumlamak meseleyi daraltir, bunun ulus devlet yönleri , sinifsal çeliskileri falan gözardi edilemez.Şartlar bu tipleri dayatiyor diyerek meseleye kafa yoran kendin bilen olmak icin dusunsel farkidanlik gerek desekte toplumlarin yuzde doksani pek dusunmez.
Almanyadan , batidan calisip binalar diken, arsalar falan toplayan bazi kimselerin elin gavuru, kafiri falan diyerek paye kazanacagini sanmasi ilginc degilmi gerci alkislayan cok , mevkide kazandiriyorsa bu zamanda meseleyi bilende genele uymak zorundami kalir diye dusunmeden edemiyorum.
Dinsel - sekuler aciklamada insanlarin ayni ocaktan dagilip , renklestigi degilmi , onyargilar , ezberler ufkumuzu çole cevirsede gozyasida, dagildigimiz yerde ayni bir gezgin misali tanimak, konusmak , empati kurunca farklarin azaldigini bilirsiniz tabi bunun icin berrak ufuk elzem o nasil olcak- (ç.c.)