Ölmeyen Meslek, Mezar Taşı Ustalığı !
Ölümden sonrası kimlik mezar taşları...
Malatya'dan İstanbul'a geleli iki ay oldu. Oğlum Oğuzhan'ın evi Zeynep Kamil'de Üsküdar Karacaahmet mezarlığına çok yakın. Bugün derdim "ölmeyen meslek mezar taşı ustalığı" yapan bir kişi ile konuşmak.
Çalışma esnasında fotoğrafını çekmek.
Mart 2022 ve Bahar, en güzel Üsküdar'da gelirmiş.Başka bir deyişle en güzel baharların en güzeli güzellerin güzeli Üsküdar'a gelirmiş . Üsküdar denilince akla kültür , tarih, doğal güzellikler ve huzur geliyor. Çocuklar "baba memlekete gitme baharı Üsküdar'da yaşayarak gör" dediler. Bende çocuklar " Malatya'da da bahar güzel. Kızılcıklar çiçek açmaya başlamıştır. Malatya'da bu sene ikinci kayısı çiçeği festivali yapılacakmış. Bende katılıp fotoğraf çekeceğim. Barguzu'da ki bahçemiz beni bekliyor." dedim.
Üsküdar'da yol kenarındaki ağaçlarda serçe cıvıltıları kaplamış. Çatılardan kanat çırparak dükkan önlerine inen martılar yiyecek peşinde. Kediler sokaklara konmuş kedi evlerinde mahallenin verdiği mamaları yemekle meşgul. Zeynep Kamil Hastanesinin önünden yürüdüm. Hastanenin karşısında park . Güneşi gören yaşlı kadın erkek ve çocuklar parkı doldurmuş. Caddeler kalabalık. Arabalar yolun iki tarafına park etmiş. Görevliler park fişi kesmekle koşuşturuyor. Küçük bir yeşil alanın içinde erik ağacı çiçek açmaya başlamış. İlk çiçek açma sevincini yaşıyor. Minarelerin hoparlörden öğlen ezanı göklere doğru dalga dalga yayılıyor ... Ağaçlardan , çatılardan martılar , güvercinler kuşlar göğün yüzüne doğru kanat çırpıyorlar..
Anayolun karşısında Karacaahmet mezarlığının içinde yola yakın Osmanlı dönemi camilerinden farklı bir mimari yapı olan Şakirin Camisini karşımda.
Üsküdar Şakirin Camisi
Şakirin Cami, Üsküdar ilçesinde ise Karacaahmet Mezarlığı girişinde konumlanan bir cami olup 7 Mayıs 2009 yılından günümüze hizmet vermektedir."Şakirin Cami, üç tarafı camlarla çevrili görkemli bir mimari yapıdır.
Süleyman Hilmi Tunahan; Din adamı Süleymancılar cemaatinin kurucusunun mezarı, Karacaahmet / Üsküdar
Karacaahmet Mezarlığı, Türkiye’nin en büyük, dünyanın sayılı büyük mezarlıklarından dır. İstanbul ilinde, Üsküdar ilçesinde yer alır. İstanbul’un en büyük ve aynı zamanda en eski mezarlığıdır. Buraya 14. Yüzyıldan yıllarından günümüze kadar sadece Müslümanlar gömülüyor. Birçok kuş türüne ev sahipliği yapan Karacaahmet Mezarlığı, başta servi olmak üzere çınar, meşe, defne, çitlembik gibi ağaçları ve çeşitli bitkileriyle bir orman görünümündedir. Tarihi ağaçlar, sarmaşıkların sarıp sarmaladığı, birçoğu yan yatmış, yaşlı, Üzerlerinde ki yazılar zor okunan mezar taşları . Osmanlı Türkçesi Arap harfleriyle yazılmış. Cumhuriyet devrinde Türkçe Latin alfabesiyle yazılmış mezar taşları.
Sessizler diyarında dev ağaçlar altındaki Arnavut kaldırımı taş yollarda ilerlerken insan kendini değişik bir dünyada hissediyor. Mezarlar çok değerli mermer taşlarından yapılmış. Sanat harikası, Mezar taşlarındaki sevecen yazıtlar orada yatanları saygıyla anıyor.
Karacaahmet Dergahına doğru yürürken Yol kenarında mezar ustalarının atölyeleri sıralanmıştı. Her iş yerinde spiral testere , murç/ keski, çekiç sesleri geliyordu. İş yerlerinin önünde örnek mezarlar, yazılı mermer taşları vardı... İşte bunlardan biri olan Uğur Mermer tabela yazılı dükkana girdim. Kendimi tanıtıp işi ile ilgili bilgi alıp röportaj yapmak istediğimi söyledim.
Kendini tanıtırmısın işler nasıl gidiyor? Sorusunu sordum.
Ölmeyen meslek sahibi kendini tanıtarak konuşmasına başladı. 62 yaşındaki Taş ustası Uçar Usta 50 senedir mermer işinde olduğunu belirterek konuşmasını sürdürdü.
"İşimden çok memnunum. İşimiz Allah’a çok şükür iyi gidiyor. Çalışma şeklimize değinecek olursam mezar taşlarını dükkânda gördüğün gibi yazıyorum.
Vefat eden kişinin yakınları geliyor siparişini veriyor ben de en kısa sürede hazırlayıp teslim ediyorum.Mezar taşının takılması olayını biz yapıyoruz ama mermerden kabir isterler ise onları biz yapıyoruz. Kabirleri işletmemizde hazırlayıp yerine monte ediyoruz.
Elimden geldiği kadar da devam edeceğim.” diyerek duygularını ifade etti.
"Ölüm Olduğu Sürece İşimiz Devam Ediyor”Pandemi döneminde iş yoğunluğu arttı. Bu arada Pandemide kaybettiğimiz canlara Allah’tan rahmet diliyorum.” ifadelerine yer verdi.
52 yıllık mezar taşı yazı ustası Uçar Usta; mesleğini sevdiğini, hayatında bu zanaatını hep canlandırmaya çalıştığını söyledi.Bir mezar taşında; hattat, nakkaş ve mermer ustası gibi üç sanatkarın emeği vardır. Son mektup mezar taşları bizim gibi taş ustalarının ellerinden yazılır ve sessizler diyarındaki daimi ikametgah adreslerine gönderilir.
Usta ile sohbetimizde "Geçmişte kadar taşçılık tamamen elde yapılırken, mermer temini güç olduğu için taş ustalarının murç ve çekiç kullanarak taşları işleyip yapılıyordu. Artık
günümüzde makineleşmeyle birlikte mermer/ Taş lazer oyma,yazma, kesme , işleme , yazı yazma Makineleri ve spiral testere ile daha kolay ve seri üretim yapılıyor. " dedi.
Tarihten günümüze kadar gelen çok önemli yetenek isteyen bir meslek taş ustalığı.Yüz yıllardır o ihtişamlı yapıların günümüze kadar gelmesini sağlamıştır. Bu yapıların içinde mezar taşlarının da ayrı bir yeri vardır.Taş ustası elindeki çekiçle, taş parçasına şekil vermek , yazı yazmak için sabahtan akşama kadar vurur, durur. Onun vuruşunda her çekiç sesinde bir incelik ve bir sanat vardır. Sonunda taş, taş ustasının elinde istemiş olduğu şekle gelir.
Ruhsuz bedenlerin mekanlarına şekil veren mezar taşı ustalığı da unutulan meslekler arasında yerini almış.Dünyadan göç eden birlerce insana mezar taşı yapan ustalarından unutulan mesleklerden ayıran en önemli özelliği ise ölümü hiçbir zaman unutamamaları.
Uçar usta elindeki mermer mezar taşına kurguladığı yazıyı , motifi elindeki murçla, çekiçle vurarak ortaya çıkarmaya çalışıyordu.
Uçar Usta mezar yapımında hangi mermer kullanıyorsunuz?
Mezar taşlarımın hepsinin nerede olduğunu bilirim diyerek sözlerini sürdüren Uçar usta ; “Bizler mermerleri Marmara Adasından getiriyoruz.
Taş mezar, granit mezar, mermer mezar yapıyoruz.İstanbul mezarlıkların da genelde mezarların %80 den fazlasında Marmara mermer kullanılmakta Marmara mermer genel kullanımda sıkıntısız olsa da granit mermer çeşitlerine göre daha az dayanıklıdır. Bunun yanında Marmara mermerin granite oranla fiyatı ve işlemesi çok daha uygundur." dedi.
50Yıldır ölülerin mekanını şekillendiren mezar taşı ustası Uçar , mesleğinin unutuluyor olmasının huzursuzluğunu yaşıyor. Her gün binlerce çekiç darbesi ile şekillendirdiği taşların artık fabrikalarda yapılmasından rahatsız olan taş ustası Uçar, "el emeğinin yerinin ve değerinin ayrı olduğunu" ifade ediyor.
Mezar taşı işçiliğinde kullanılan araç gereçler nelerdir ?
Taş işçiliğinde birbirinden değerli eserleri yapanlara bizlere “yontucu” ismi veriliyor. Yontucu eserlerini murç, madırga ve taş kalemi ile hazırlıyor. Bu işçilikte kullanılan malzemenin yapısı ise bölgeden bölgeye değişiklik gösterebiliyor."
Usta elindeki çekiçle mumcu tezgaha bıraktı. Ayakta anlatmaya başladı."Mezarın en önemli kısımlarından olan baş taşları için yazı fonu istenildiği gibi seçile bilir. Mermere dilediğiniz gibi oyma veya kabartma yazı yazılabilir. Mezar taşı kitabelerine yazılan sözler, bazen ölüm gerçeğini hatırlatan bir ayet, bazen bir hadis-i şerif, bazen de büyük zatlardan, şairlerden, ozanlardan alınmış ibretli sözlerdir.
Mezar taşı edebiyatını çok yabana atmamak lazımdır. Taş işçiliğinde, oyma, kabartma, kazıma (profito), gibi teknikler uygulanmaktadır. Kullanılan süsleme öğeleri; bitkisel, geometrik motifler ile yazı figürleridir. Yüzey üzerine yapılan yükseltme ya da çökertmelere rölyef (kabartma) denir. Alçak ve yüksek rölyef olmak üzere ikiye ayrılır. Yüzey üzerine yükseltilerek yapılıyorsa yüksek rölyef; çökertilerek yapılıyorsa alçak rölyef adını alır. Üzeri işlenebilir malzemeleri şekillendirme. Kabartma, sanat kolları dahil endüstri, tarım ve günlük hayatta da kullanılır"
Uçar usta, zanaatının hakir görüldüğünü düşünüyor. İlerleyen yaşına rağmen hala çalışıyor, ama tek başına çok zor. Yanına yetiştirecek çırak arıyor, ama bulamıyor.
Ustam taş yontucular için meslek hastalığı nelerdir?
Doktorlar genelde yontuculara aşağıdaki meslek hastalıklarını söylüyorlar.
-Ankilostomiyaz (Bulaşıcı hastalık, deriden vücuda giren kurtçuklar neden oluyor. )
-Gürültüye bağlı işitme kaybı
-Hafif bilişsel bozukluk
-Polinöropati( kol ve bacaklarda ilerleyen güçsüzlük ve bozulmuş duyu fonksiyon belirtileriyle görülen omurilikten çıkan çevresel sinirlerin uğradığı nöroloji hastalık"
-Parkinson Hastalığı
- Anemi türü
-Beyin hastalığı
MEZAR KÜLTÜRÜ
Bir yerin kimlikleridir mezar taşları. Sessiz, sedasız anılarıdır. Binlerce yıldır
Anadolu'da ki medeniyetlerin mezarlıklarında yatan insanların sayısı, sonbaharda bir ormanda yere düşen yaprakların sayısı gibidir.
Mezar ya da kabir, ölen birinin ya da bir hayvanın gömülü olduğu yer (kabir, sin, makber, gömüt) anlamına gelir. Bazı toplumlarda ölüler yakılırken İslam, Hristiyanlık ve Musevilik gibi tek tanrılı dinlerde ölülerin mezar içinde diğer hayata geçmek için beklediğine inanılır.
Mezar taşı mezarlıklarda gömülen kişiye ait kimlik bilgileri, dua vb yazıları kazınmış olarak üzerine bulunduran ve mezarın baş ucuna dikilen şahide, stel ve taştır. Mezarlıklar insanlar için bir ibadet yeri, bir varlığını ve benliğini hatırlama yerleridir.
İşte o yüzden de önemlidir.
Semavi dinler için mezar taşı cenaze törenlerinde gelenekseldir. Yahudilik, Hristiyanlık, ve İslam için genel olarak kullanılır. Mezar taşı üzerine yazılan kimlik bilgileri bölgelere göre değişmektir. Genellikle isim, soy isim, ölüm tarihi, dinin sembolü, dua ve ölüm tarihi yazar. Mezar taşları dik veya yatay mezar taşı, dörtgen, daire ve diğer tasarımlarda, portre hatta heykel ve büst türünde de olabilir.
İslam Sünni mezheplerinden Selefi(Vahhabi) geleneklerine mezar yeri belirsiz ve dümdüz olur, sadece başında ufak bir taş bulunur. İsim yazılmaz.Türbe ve mezarı Vahabi inancında yeri yoktur. Vahabilik bunları "şirk" yani Allah'a eş koşma olarak kabul eder. Vahhabilerin Hicaz'a hakim olmasından sonra burada bulunan tüm mezarlar tamamen dümdüz hale getirilmiş, mezar isim ve belirtileri ortadan kaldırılmış ve içine girilip ziyaret yapılması yasaklanmıştır.
Mezar Taşları Binlerce yıldır medeniyetlerin insanların mezarlara diktikleri bu taşlar, sanat ve tarihi değer bakımından önem taşırlar.Mezar taşı yazıcılığı.İnsanların öldükten sonraki kimlikleri olan mezar taşları aynı zamanda toplumun insanlığın aynası olarak nitelendiriliyor. Bilim,Tarih ve sanat bakımından önemli birer vesikadır.Mezar taşlarına bakılarak bir milletin dininin, dilinin ve ırkının nasıl olduğu öğrenilir. Tarihte yaşanmış birçok olayın mezar taşlarından öğrenilmiştir
Tarihin bizlere bıraktığı en somut kültür ve medeniyetlerin en önemli belgelerinden biri inşa ettiği, mezar anıtları, türbeler, mezarlıklardaki kitabeler ve mezar taşlarıdır. Bunlar yansıttığı sanat, zarafet, ince düşünce anlayışı ve toplumsal olgunluğuyla yüksek kültür, gelenek ve medeniyet anlayışının geçmişten bugüne taşıyıcılığını üstlenmiş eşsiz kültür hazinesi konumundadır. Kültürel miraslar, milletlerin insanlığın ortak hafızasını oluşturmaktadır.
Bazı tarihi mezarlıklar da uzun yıllar boyunca bakımsız kalmış ve define arayanların talanına uğramaktadır.Dünyanın neresinde hangi devletinde olursa olsun mezarlıkları, kültürel ve inanç yapıları yıkanlar, yok edenler , başka mimari yapılarda kullananlar hangi dinden, milletten olursa olsun yalnızca toprağın üstündekilere zulmetmedi. Bir o kadar da toprağın altındakiler zulüm gördü.
Mezar yıkıcılığının arkasında kadim milletlerin hafızasını yok etme stratejisi vardır. Bu strateji o milletleri vatansızlaştırma ve kültürsüzleştirme "kültürel soykırım"amacı gütmektedir.
İstanbul Üsküdar Ermeni Mezarlığı
Sözü Tolstoy'un sözüyle bitirmek istiyorum: “Acı duyuyorsan canlısın, başkalarının acısını duyabiliyorsan insansın” diyor...
Ziya Gökalp'n mezarı
Hüseyin Nihal Atsız mezarı
Karacaahmet mezarlığı
Yorumlar
Yorum Gönder