ACEMHÖYÜK ANTİK KENTİ

22 Nisan 2023, Aksaray


Ramazan  bayramında  kızım Tuğba, eşi Mahmut, torunum Öykü ve oğlum Oğuzhan'la birlikte Aksaray Üniversitesi öğretim üyelerinden bacanağım Ayhan- Tijen Duran'a misafir olduk.

Yeşilova köyündeki kır evlerinde güzel bir gün geçirdik. Acemhöyük'ü gezdik. 

ACEMHÖYÜK 

Ören yeri: Tarih öncesinden günümüze kadar gelen çeşitli uygarlıkların ürünü olup, topoğrafik olarak tanımlanabilecek derecede yeterince belirgin ve mütecanis özelliklere sahip, aynı zamanda tarihsel, arkeolojik, sanatsal, bilimsel, sosyal veya teknik bakımlardan dikkate değer, kısmen inşa edilmiş, insan emeği kültür varlıkları ile tabiat varlıklarının birleştiği alanları,"

Acemhöyük, Aksaray il merkezinin 18 km. kuzeybatısındaki Yeşilova kasabasında yer alan bir höyüktür. Yayvan bir tepe görünümündeki höyüğün, çanak çömlek yayılımına göre 800x700 metre boyutlarında olduğu belirtilmektedir. [1] Höyüğün MÖ 3.000 başlarından itibaren iskan edildiği, en parlak döneminin Asur Ticaret Kolonileri Çağı (MÖ 1950-1750[2]) olduğu belirtilmektedir.[3] Bu dönemde yerleşim höyüğün dışına, "aşağı kent"e yayılmış, ancak dönemin sonunda hem höyük, hem de aşağı kent terk edilmiştir. Daha sonra Erken Helenistik Dönem ve Roma Döneminde yeniden iskan edilmiş, bu dönemlerin sonunda da terk edilmiştir.

Höyükte kazılar Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi'nden Prof. Dr. Nimet Özgüç başkanlığında 1962 yılında başlamış olup 1988 yılına kadar sürdürülmüştür. Daha sonra aynı fakülteden Prof. Dr. Aliye Öztan başkanlığında 1989 yılında başlatılan çalışmalar halen sürdürülmektedir. Bu dönemdeki kazı çalışmaları Ankara Üniversitesi, Kültür Bakanlığı ve Türk Tarih Kurumu desteğiyle yürütülmektedir.

Tescil durumu: Tescilli

Tescil No ve derece: 274/1

Tescil tarihi: 30.09.1988 (Alıntı Vikipedi)

Kuruluşu yaklaşık 4 bin 500 yıl önceye dayanan Acemhöyük’te, toplam 12 arkeolojik tabaka saptandı. Prof. Özgüç ve Prof. Öztan, yaptıkları kazılardan elde ettikleri sonuçları, yazılı tarihsel belgeler ile kıyaslayıp Acemhöyük’ün,  antik “Puruşhattum” kenti olduğunu ortaya çıkardılar.

Acemhöyükle ilgili medyada yer alan haberde;

“Prof. Dr. Öztan, "Şimdi kazıda bizim bir temel ekibimiz var, kazı ekibimiz var. Onun yanında ki bunlar öğretim üyesi ya da arkeologlardan oluşan bir grup. Bunun dışında stajyer öğrencilerimiz var. Ankara'dan bizim kendi bölümümüzün, anabilim dalımızın öğrencileri veya başka üniversitelerin arkeoloji bölümlerinde okuyan öğrenciler. Onların dışında tabi ki büyük ölçüde Yeşilovalı hanımları ve beyleri çalıştırıyoruz. Şu anda 38 kişi ile çalışıyoruz. “

Birçok özelliklerinin bulunduğu Acemhöyük özellikle tarihi kalıntıları ile varlığını günümüze dek sürdürmeyi başarmıştır.

Aksaray ve yöresi antik ören yerleri bakımından oldukça zengindir. Bu ören yerleri kazı buluntularının çoğu Aksaray Müzesi’nde sergilenmektedir.

“Ülkemiz, dünyada eşine ender düzeyde rastlanılan zengin bir kültür hazinesine sahiptir. Bu hazineyi her türlü tehlikeden korumak ise müzelerimizin birinci ve en önemli görevidir. (13 Mart 2012 SALI Resmî Gazete Sayı : 28232

YÖNETMELİK Kültür ve Turizm Bakanlığından:

KORUNMASI GEREKLİ TAŞINMAZ KÜLTÜR VARLIKLARININ

VE SİTLERİN TESPİT VE TESCİLİ HAKKINDA YÖNETMELİK)”

 

Yaklaşık beş bin yıllık geçmişi bulunan Alacahöyük ören yeri maalesef çok bakımlı göremedik. İnsanlık tarihinin yattığı bu coğrafya ilgisizlik yüzünden harabe görünümü vermekte. Herhangi bir Çalışma yok ortaya çıkarılan eserler Aksaray müzesinde koruma altına alınmış Bu bölgeye en çok önemi 1936 da Atatürk vermiş. Atatürk'ün emriyle cumhuriyet tarihinin en büyük çalışması yapılmış.


Höyük alanı içeresinde  teşhir edilen vagonlar dikkatimi çekti.  Ponada yazılan yazıda;

"Büyük önder Mustafa Kemal Atatürk'ün emriyle Alacahöyük  kazılarında kullanılmak üzere 1936 yılında Nafıa Vekaletince ( Bayındırlık Bakanlığınca)hibe edilen ilk kazı araçlarındandır. Sonraki yıllarda bazı kazılara dağıtılmış vagonların altı tanesi Acemhöyük kazılarında kullanılmak 1962- 1970 yılları arasında kullanılmıştır."


İşte bu vagonlar kazı alanında açıkta sergilenmiştir.  Olumsuz doğa olaylarından etkilenmiştir. Paslanmış çürümeye terk edilmiştir. Bu vagonların üstü kapalı bir yerde sergilenmesi daha uygun olacaktır.


Giriş tabelası silik, yırtık üç adet höyüğü tanıtıcı Türkçe, İngilizce  pano asılmış.

Taşlar ulu orta yerlerde virane, kendi başımıza internetten okuya okuya gezdim.

Tarihi mekanın etrafına çekilen güvenlik tel örgüsü çekilmiş. Giriş iki kanatlı demir kapı paslanmış   kilidi kırılmış durumda. Kapının üstündeki sürgüyü kaldırıp  içeri giriliyor.

Çevre temizliği kendi haline bırakılan tarihi mekanda her yer içki şişeleriyle dolu.

Harabelerin içinde sahipsiz köpekler  vardı ve açıkta dolaşan köpekler ziyaretçiler için bir tehdit oluşturuyordu.

Ülkemizdeki diğer bazı ören yerlerinde olduğu gibi burada da kalıntılarla ilgili yeterli bilgilendirme, görsel öğeler bulunmuyor ne yazık ki.


Kazı yapılan yerlerin üzeri beyaz brandalarla örtülmüş. Kanımca doğal olaylara ( kar, yağmur, rüzgar)  karşı yeterli önlem alınmamış

Acemhöyük'e gidiş yolu, turistik levhalar vs. bunlar çok yetersizdi;

Acemhöyük kahverengi yol tabelaları  şehrin değişik yerlerinde asılmış.  Ama nedense bu yön levhalarına  o tarihi esere kadar kaç km. olduğu yazılmıyor.  Bakanlık bu konuda kahverengi  tabelalarla ilgili yönetmeliğe  km. yazılmasını eklemelidir.  Gezginler için önemli bir husustur. Zamanlarını ona göre ayarlayacaktır.

Kültür turizmine gerekli önemin verilmediğinin, korunmadığı, tanıtımının ihmal edildiğinin en önemli kanıtlarından biri, Acemhöyük...

Gezip gördüğüm çoğu  ören yerleri de tam bir sahipsizlik, aymazlık ile karşı karşıya. Höyük  kaderine terk edilmiş durumda.

Aksaray Valiliği ve İl Kültür ve Turizm müdürlüğünü göreve çağırıyorum; Yeşilova Acemhöyüğüne gereken önemi versinler. karayolu üzerinde  Acemhöyük'ü  tanıcı resimli ponalar assınlar. Vatandaşlar oradan geçtiklerinde Acemhöyüğü  tanısınlar. Aksaray basınını da duyarlı olmaya davet ediyorum.


Fotoğraf Galerisi:





 







 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hekimhan - Basak Köyünde Kış Yarısı Geleneği Kuşaklar Boyu Yaşatılıyor.

AĞ TOPRAK ; BİR HEKİMHAN ÖYKÜSÜ

Malatya Hekimhan İlçesi Dursunlu Mahallesinde Dört Yüzyılık Ceviz Ağacı.