Arapgir Ermeni Surp Asdvadzadzin (Azize Meryem Ana Kilisesi) Kapısının Hazin Öyküsü
“Kapı Ben’im. Bir kimse benim aracılığımla içeri girerse kurtulur.Girer, çıkar ve otlak bulur.”(İncil, Yuhanna 10:9)
"Şehrin ana kilisesi Surp Asdvadzadzin Kilisesi'nin giriş kapısı, soldaki Sarkis Miranşahyan, sağdaki Hacı Kayfeciyan (Kaynak: Antranig Poladyan, Badmutyun Hayots Arapgiri [Arapgir Ermenileri Tarihi], New York, 1969).
Arapgir Kazası, 1880 tarihinde Mamuret-ul-Aziz (Harput) Vilayetine bağlıydı. Kazanın kuzeyinde Eğin, doğusunda Dersim, güneyinde Gaban-Maden, batısındaysa Sivas Kazaları bulunmaktaydı. [1]
Surp Asdvadzadzin Ana Kilisesi
Surp Asdvadzadzin veya Ana Kilise, şehrin merkezindeki bir tepelikte bulunmaktaydı. Bu kilise Ermeniler Arapgir’den gidene kadar faaliyette olmuştur. Ahşap çatılı, taş ve kireç taşından yapılmış büyük bir manastırdır. Kilisenin bitişiğinde kız ve erkek okulları, okul binalarının ortasında da piskoposluk makamının binası bulunmaktaydı. Kilise 400 kişiyi barındırabilecek büyüklükteydi. Yenilenmeden önce kemerli ve en kirişli 5 mihrabı vardı. Kilisenin içi, gümüş avizeler, altın ve gümüş kapaklı İncil ve haçlar, şık ayin kıyafetleri, komünyon kadehleri vb. eşyalarla zengin ve gösterişliydi. Bunların hepsi kiliseye hediye edilmiş bağışlardı. Pazarları ve bayram günleri kilisenin girişindeki tabaklar altın ve gümüş mecidiyelerle, paralarla dolup taşardı. Bu paralar kilisenin bakımı, fakirlere yardım, okul ve piskoposluk giderleri için kullanılırdı. [3]"Alıntı (Houshamadyan org.)
Bu kilise Anadolu’nun en eski Apostolik kilisesi ve manastırı. Yani Erzurum ve Van gibi büyük Ermeni yerleşim yerlerinde bile olmayan bir katedral niteliğinde.. Tabi ki bu da aynı zamanda Arapgir'in ne kadar eski bir şehir olduğunun, yerleşik bir medeniyete uzandığının kanıtı.
A rapgir, panorama. Fotoğrafı 1907'den sonra çekilmiş.
Sağda Surp Asdvadzadzin Kilisesi görünüyor
(Kaynak: Ermenistan Ulusal Arşivi, Yerevan, Dirk Roodzant’a
Meryem Ana Kilisesi ve Çeşmesi, 1907
"1301 (1884) tarihli salnâmeye göre kasabada 15.157 nüfus varken 1312 (1894) tarihinde 23.872 müslüman ve 7472 hıristiyan olmak üzere toplam 31.344 nüfus bulunuyordu. Aynı tarihli salnâmede Arapkir’de yirmi dokuz mahalle, seksen sekiz köy, 415 dükkân ve han, otuz beş cami ve mescid, otuz sekiz mektep, dört medrese, bir tekke, on bir kilise, dört hamam, 8911 bahçe ve arsa, otuz altı değirmen ve fabrika bulunduğu kaydedilmektedir."
I. Dünya Savaşı sırasında Arapkir büyük bir iktisadî sarsıntıya uğramış, sanayileşme durmuş, ziraî sahalar, bağ ve bahçeler harap olmuştur. Cumhuriyet döneminde de küçük bir kasaba halinde varlığını sürdürmüştür.
Birinci Dünya Savaşı ( 1914- 1918 ) Arapgir'de , 1915 yıl öncesi. çan kulesi ve minarelerden farklı mekanlardan aynı Tanrı için edilen dualar göğe yükseliyordu.
Arapkir Ana Kilisesi (Mayr Yegeghetsi),
Mülkiyeti Arapgir Belediyesine ait,
Arapgir merkezindeki
Kilisenin yeri Berenge mahallesi 12 ada 2 parsel üzerinde
Ermeni kilise kalıntısı; kuzeybatı-kuzeydoğu eksenlidir. Kuzeye meyilli yamaç üzerindedir. Beyaz ve yontulmuş siyah taşlarla örgülüdür. Kuzeydoğu yönündeki yıkılmış duvarın 5 m. kadarı ayaktadır. En yaklaşık 13 m., uzunluk yaklaşık 15 m. kadardır.
Duvarların bir kısmı ayakta ise de üst örtü sistemi tamamen yıkılmıştır. İç alanda ağaçlar vardır. Kuzeybatı yönünde ev yapılmıştır. Ayakta kalan duvar kalıntıları dışında bir iz kalmamıştır.
Arapgir Meryem Ana Kilisesi 1. Dünya savaşında sonra okul olarak kullanılmıştır. 1950' li yılların sonunda kilise yıkılmış taşları yağmalanmıştır. Taşlarıyla resmi binalar , evler yapılmıştır. Defineciler ve tarihi eser kaçakçıları tarafından talan edilmiştir... Sadece temellerin izleri duruyor. Kilisenin yerinde eski Cumhuriyet İlkokulu yapılmış. Şimdi bu okulda Belediye tarafından Heykel ve sanat atölyesi olarak kullanılmaktadır.
Bu kilise yapıldığı dönemde Ayasofya'dan sonra Anadolu'daki en büyük kilise konumundaydı.
fotoğraflara bakınca üzülmemek elde değil .
Orijinal halini hayal etmeye çalıştığımda güzelliğinin yazı ile anlatılamayacağına inanıyorum.
Bu kadar güzel bir eseri insanoğlu nasıl kırıp dökmeye kıyar, anlamanın imkanı yok.
Şu an ayakta olmuş olsaydı belki de Malatya'nın en büyük tarihi ve turistik eserlerinden biriydi.
Eski Cumhuriyet İlkokulu
Arapgir Meryem Ana Kilisesi'nin yıkılışı, sadece bir tarihi yapı kaybı değil, aynı zamanda insanlık tarihinde yaşanmış büyük bir acının da bir yansımasıdır. Bu nedenle, tarihi yapıların korunması, kültürümüzü ve tarihimizi koruma adına önemli bir sorumluluktur.
Sonuç olarak, Arapgir Meryem Ana Kilisesi'nin yıkılışı, tarihi yapıların korunmasının ne kadar önemli olduğunu gösteren acı bir hatırlatmadır. Tarihi yapılar, bir ülkenin kültür mirasıdır ve geçmişimizin önemli bir parçasını oluştururlar. Bu yapıların korunması, gelecek nesillere miras olarak kalacak kültürel birikimlerin korunmasına katkı sağlar.Arapgir Ermeni mezarlığı
KİLİSE KAPISININ HAZİN ÖYKÜSÜ
İnsanlık tarihi kadar eskidir kapıların tarihi. İlk yuvanın sıcaklığı ve ilk ölüm idrakinin yalnızlığıdır kapılar. İnsanlar, inşa ettikleri kapılara biçtikleri mana rolüyle, gizemli bir duyuşun heyecanını yaşamışlar ve tarih boyunca inşa ettikleri kapıları, dualar yahut çeşitli ibarelerle zenginleştirmişlerdir
Kutsal bir mabedin kapısı, açıldığı eksen itibariyle o mabedin mihrabını yahut apsis denen kısmını gören bir konumdadır. Hristiyan mimari geleneğinin kilise bazında gelişen uygulamalarında ise bir nartheks (kiliseye girişteki kapalı ön mekân) dâhilinde yer alan kapı, açıldığı naos (ana mekân) ile apsis kısmına ilerleyen seyirde bir akış arz etmektedir.
Kiliselerde tarihi ahşap kafesler, çeşitli mimari stillerde ve tasarımlarda bulunabilir ve kilisenin, kültürel ve dini özellikleri yansıtılabilir. Kilisenin ahşap kapısı aynı zamanda kilisenin tarihi ve kültürel özellikleri de yansıtılabilir. Örneğin, tarihi bir kilisenin ahşap kapısı, dönemin mimari özellikleri yansıtılabilir ve o döneme ait süslemeler göze çarpar. Kilisenin yerel kültürel konutu de ahşap kapıda kendini koruyabilir. Özellikle bazı kilise kapıları, yerel el sanatları ve geleneksel motiflerle süslenebilir
Meryem Ana Kilisesinin kapısının hikayesi;
Serkis Miraşoğlunun konağı Arapgir Berenge Mahallesi, Millet Hanı yanında.
Arapgirli Sarkis Miraşoğlu mesleği kök boyacısı bitkilerden kök boya üreten ve bu boyalarla iplik, deri ve kumaş boyayan ustadır. Manosa bezine ip veriyordu. Evlerinin alt katını boyahane olarak kullanmış. Seyyar kuyumculuk yapmış. Hayır sever bir insanmış. Yeni evlenenlere hediyeler alıp verirmiş. 2015 yılında Arapgirde kendi evinde ölmüş. Çocukları İstanbulda yaşadığından, İstanbul'da Ermeni mezarlığına gömülmüş...
Bu yazımda, sosyal medyadan alıntı yaptığım eklerden ayrı olarak, iki röportaj içeriyor, daha doğrusu iki anlatı.
İstanbul'da Sarkis Miraşoğlunun bir yakını ile kilisenin kapısı konusunda yaptığım tlf görüşmesinde özetle;1950'li yılların sonlarında Kilise yıkılırken kilisenin çift kanatlı kapısınıda sökmüşler. Kiliseden çıkanları hurdacılara satıyorlarmış. Sarkis Miraşoğlu kapıyı satın almış. Niyetinin İstanbul Kumkapı'daki Ermeni Meryem Ana Kilisesine göndererek orada hatıra olarak kalması olduğunu söylemiş.
Sarkis Usta iki hamal tutar, hamallar kapıyı kalın iple bağlayıp denk yaparlar. Hamallar ipin arasına uzun bir sırık takarak omuzlarında taşıyarak çarşıda bekleyen kamyona kadar götürmüşler.
Arapgir'den İstanbul'a nakliyeci Zeki Keçeci kamyon ile gönderir. İstanbul'da Meryem Ana kilisesine teslim edilir. Kilisenin deposuna konar. 30 sene yakın depoda kalır. 1990'lı yıllarda kapının restorasyonu yapılır. Kilisenin Kazaz Artin Amira Bezciyan salonunun girişine takılır. Kilisede kapının üzerine küçük bir levhaya "Bu kapı Serkis Miraşoğlu tarafından Arapgir'den gönderilmiştir"
yazısı asıldığını söyledi.
6 Şubat depreminden sonra Malatya'dan İstanbul'a oğullarımın yanına gitmiştim. 8 Nisan 2023 tarihinde Paskalya Bayramında Ermeni Patrikhanesinin karşısında bulunan Meryem Ana Kilisesine ziyaret gittim. Malatyalı hemşehrim mimar Kevork Karagöz'ün yardımı ile Miraşoğlunun hediye ettiği bu kapıyı ben de gördüm fotoğrafını çektim.
Kapı üzerine yazılan levhada Kilisenin adının yazılmadığı dikkatimi çekti.
Arapgirdeki kilisenin adı Surp Asdvadzadzin (Aziz Meryem Ana Kilisesi)
plakaya yazılması, ayrıca bu kilise ve kapısının eski fotoğrafı ve o kilisenin tarihçesi yazılıp duvara asılması kanımca daha güzel ve yararlı olur diye düşünüyorum.
Arapgir Meryem Ana Kilise kapısının ön yüzü
Arapgir Meryem Ana Kilisesi kapısının arka yüzü
Arapgir Meryem Ana Kilisesi kapısının özellikleri
Kapı kanatları kiliseyle aynı dönemde yapılmıştır. Ahşap kanatları ceviz ağacındandır. Bazı yerleri bozulmuş olmasına rağmen, günümüze kadar sağlam olarak gelebilmiştir
genişlik 120 cm.
Yükseklik 250 cm
Kapının arka yüzü 6 adet destek çıta çakılmış
Kapının ön yüzü ;
ahşap kapının üzeri saç plaka kaplanmış.
Kapıda geometrik , bitkisel ve soyut bezemelerle dekore edilmiştir.
Kapının kilit haznesi, sürgüsü demir.
Anahtarı üstünde zincire bağlı
Kapının arka yüzeyi sade ahşap kahverengi renkle boyalı ve vernikli .
Fotoğraf yazı: Fikri Demirtaş
Fotoğraf Galerisi:
8 Nisan 2023, İstanbulKumkapı Ermeni Meryem Ana Kilisesi
Yorumlar
Yorum Gönder