DAVİN OYUNU
Davin ağacı yalnız insana benzer. Ne derdini söyler, ne de duyanı olur feryadını. Ne vazgeçer yalnızlıktan ne de terk eder yalnızlığını...
Türkçe dağın, dağdağın, davin kürtçe taev olarak adlandırılan bu ilginç meyve, doğal yaşamın bir parçası olarak Malatya yöresinde de yetişen yabani ağaçlardan biridir. Bu ağaçlar genellikle daha çok kıyıda, köşede, gözden ırak yerlerde dağbaşlarında, kayaların arasında, sert zeminlerde bile yeşerip, kendine taşın içinde yer açabiliyor. Köklerini kayaları delerek, toprağa ulaştıran zamana inat gökyüzüne doğru büyüyen ve küçücük bir meyveye sahip bir ağaçtır.
Meyvesi ilk çıktığında yeşil renkli buruk bir tada sahiptir. Olgunlaştıkça tatlanır ve rengi kahverengi-sarıya döner. Çok lezzetli, oldukça tatlıdır. Ancak bu meyvenin ilginç hikayesi, sadece lezzetiyle değil, aynı zamanda çocukların masum eğlencesiyle de öne çıkar.
Eskiden, çocuklar meyvenin tadını çıkarmanın ötesine geçer, çekirdekleriyle oyunlar oynarlardı. Çocuklar, davin ağaçlarından meyveleri toplar, yada satın alır ardından eğlenceli bir oyuna başlardı. Meyveyi yedikten sonra kalan çekirdek, onların yaratıcılığını ortaya koyan bir oyun malzemesine dönüşürdü. Bundan 20-25 yıl öncesine kadar şehirde veya köylerde yaşayan her Malatya’lı çocukluk döneminde kalan Davin hikâyesi veya anısını aradan geçen yıllara rağmen unutmaz, mutlaka çocuklarına veya torunlarına anlatır.
O yıllarda çocukların vazgeçilmez meyvesinin yanı sıra bakkallarda satılan 30-35 cm boyunda ince teneke borudan, kamıştan yada 90'yıllarda çatıda bulunan "alüminyum" tv anten boruları, adeta bu iş için biçilmiş kaftandı. Bu aparatların etraflarını renkli bantlarla sararak yaratıcı dünyalarını oluşturdukları üfleme silahı ile davin meyvesinin çekirdeklerini mermi gibi kullanarak birbirlerine ateş ediyorlardı.
Akçadağ Karapınar köyü mezarlığı Şah-Merdan Ziyareti Davin ağacı
Bakkallarda satılan dağın, çocukların gün boyu süren bu eğlenceli oyunlarına da bir dokunuş eklerdi. Gazete kağıdından yapılan külahlar içinde ya da çay bardağı ile ölçülerek çocukların ceplerine doldurularak satılan dağın ekim, kasım aylarıyla birlikte vazgeçilmez bir yemişti. Çocuklar, hem lezzetli bir atıştırmalık hem de oyuncakları olan çekirdekleriyle neşeli anlar yaşarlardı.
Malatya Kanalboyu'nda kanalın iki tarafına farklı cephelere hizalanan çocuklar borularla birbirlerine dağın fırlatırdı. Kimi zaman hücuma geçen taraf Orduevi'ne doğru rakiplerini kovalardı. Orduevi duvarlarındaki girintili kısımlarda saklanarak siper alan çocuklar cephaneleri olan dağın bittikçe de duvarları saran it üzümlerini kullanırdı. Kernek'ten gelen kanala düşen dağınlar suyun üzerinde belli belirsiz akıntıyla giderdi. Bu olay, çocuklar arasında bir efsane haline geldi ve "Davin Dansı" olarak adlandırıldı.
Kanalboyu'ndan geçenler, çocukların eğlencesini izlemeye gelir ve dağın meyvesinin çekirdekleriyle yapılan bu eşsiz oyun, geleneksel etkinliklerden birine dönüşürdü. Okullarından çıkan çocukların yaptığı bu dağın savaşıyla şehir renklenirdi. Kimi zaman geçen arabalara ya da evlerin camlarına fırlatarak büyükleri de kızdırırlardı. Sivas ve Hekimhan yöresinde bilinen adı ile dağın veya dağdağın, Malatya'da bilinen adıyla davin ; sadece bir yemiş değil, aynı zamanda masumiyetle yoğrulmuş, eski kent yaşamının neşeli bir simgesiydi. Şimdi bu meyve ne bakkallarda satılıyor, ne tanıyan var ne de bu oyunu oynayan çocuklar var...
Akçadağ Karapınar köyü mezarlığı Davin ağacı
Yorumlar
Yorum Gönder