Malatya’daki Gizemli Muşmula Ağacı

Malatya’daki Gizemli Muşmula Ağacı

Fotoğraf: Fikri Demirtaş,  
12 Kasım 2024

Malatya'nın eski Asbuzu bağ köylerinden biri olan Bostanbaşı mahallesi (Barguzu köyü), 6 Şubat depreminin yaralarını sarmaya çalışırken, Kasım ayında, imar rantına direnen bahçemdeki muşmula ağacı, yıkılan binaların gölgesinde adeta bir nöbetçi gibi duruyor. İmar rantının etkisiyle değişen bu mahallede, muşmula ağacı geçmişin sessiz tanığı

Anadolu’nun dört bir yanında bulunan muşmula ağaçları gibi burada da kendi hikayesini anlatır, dalında asılı kalan meyveleriyle.

Muşmula, belki Akdeniz’in, Ege’nin güneşinde yetişenlerle daha bilinir, ama o kendine özgü tatlı-ekşi lezzeti ve zarif yapısıyla doğanın incelikli bir armağanıdır. Farklı yörelerde "döngel," "beşbıyık" ya da "ezgil" adlarıyla anılır; her ismi, ona duyulan sevginin bir başka ifadesidir. A ve C vitamini, demir ve kalsiyum zengini olan muşmula, eski zamanlardan beri şifa kaynağı olarak kullanılır, insanı hem besler hem iyileştirir.
Mespilus germanica"nın bilimsel adını taşıyan muşmula, olgunlaşmamış haliyle tadıyla, olgunlaşmış haliyle ise görünümüyle 'muşmula suratlı' deyimini doğurmuştur. Tanenlerin egemen olduğu genç meyveler, damakları buruştururken, olgunlaştığında ise buruşuk bir yüz ifadesini çağrıştıran bir görünüme bürünür. Ancak bu acımasız takma adın ardında yatan lezzet, binlerce yıldır insanlara şifa olan bir hazinedir. Muşmulanın kekremsi tadı, sanki toprağın derinliklerinden gelen bir fısıltı gibidir; hem acı hem tatlı, hem basit hem karmaşık.

Muşmula Ağacı:

 Fotoğraf: Bostanbaşı Muşmula hasatı

Yüksekliği 3-10 metre arasında değişen muşmula ağacı, geniş ve yayvan bir tepe yapısıyla doğaya kendi varlığını katarken; eğri büğrü dalları, kalın ve çatlaklı gövdesiyle bir yaşanmışlığın izlerini taşır. Yaş aldıkça gövdesindeki kabuklar pul pul dökülür, bu sayede ağaç, sanki anlatacak hikayeleri biriktiriyormuş gibi görünür. Kökleri derinlere iner; kuraklığa dayanıklı bu kök sistemiyle topraktan aldığı gücü en olgun halinde, usulca meyvelerine taşır.

Muşmula Ağacının Dört Mevsimi:

İlkbaharda, muşmula ağacı sessizce uyanır. Mayıs ve Haziran aylarında dalları, koyu yeşil yapraklarla kaplanır, bembeyaz veya pembe çiçekler açar. Doğa adeta ona, "Hayat yeniden başlıyor," diye fısıldar. Bu çiçeklenme, baharın gelişini müjdelerken arılar ve böcekler için bereketli bir sofra olur.

 Yaz geldiğinde, çiçekler meyveye dönüşmeye başlar. Genç muşmulalar yeşil ve serin gölgelerde büyürken ağaç, bu dönemde koyu yeşil bir asalete bürünür. Her geçen gün olgunlaşan muşmulalar, sonbaharın ilk esintisiyle birlikte kahverengiye döner ve ağaç, bakır rengindeki yapraklarıyla çevresine bir renk cümbüşü sunar.

Sonbaharda, muşmula ağacı görsel bir şölen sunar. Yaprakları, yeşilden kırmızıya, turuncuya, kahverengiye dönüşür. Bu mevsimde, doğanın renk paletinde muşmula ağacı, en görkemli tablosunu çizer. Yapraklar, toprakla buluşmaya hazırlanırken, dalında kalan meyveler kışın gelişini selamlar.

Kış geldiğinde ağaç, kısa bir uykuya çekilir; yapraklarını döker, çıplak dallarında muşmulalar kalır. Dönemin sert koşullarına rağmen bu meyveler, soğuğun etkisiyle olgunlaşarak tatlı bir lezzet kazanır. Her biri, içine aldığı kış soğuğunun ve sabrın lezzetini sunar.

Malatya’da Muşmula Ağacı

Kayısının başkenti Malatya, onlarca farklı meyve türüne ev sahipliği yapsa da muşmula burada pek bilinmez. Kayısı, elma, armut, kiraz, kızılcık, ayva gibi meyvelerin arasında çoğunlukla gözden kaçar. Belki de bu topraklar, muşmula için sessiz bir sahne olmuş; kendine özgü lezzetini, sabırla ve alçakgönüllülükle sunmayı tercih etmiştir. Ancak Bostanbaşı’daki bahçemde yetişen, ayva fidanına aşılanmış bu gizemli ağaç, bana muşmulanın değerini her sonbahar yeniden hatırlatıyor. Ağacım, altın sarısı yaprakları ve tatlı-ekşi meyveleriyle beni selamlıyor.

Muşmula ağacı, her sonbaharda beni büyüler. Altın sarısı yaprakları arasında sakladığı tatlı-ekşi meyveleriyle adeta bir ziyafet sunar. Bu özel anı ölümsüzleştirmek için ağacın etrafında dolanır, fotoğrafını çeker ve onunla birlikte poz veririm.
Gözlerimi kapatıp, bu ağaca niyazda bulunurum. Ruhum, bahçedeki ağaçların altında huzur bulur. Bu ritüel, benim için çok değerlidir.  Şimdi komşularım da bu lezzetten etkilenmiş, kendi bahçelerinde muşmula ağacı yetiştirmeye başlamışlar. Belki de bu, Malatya’nın meyve çeşitliliğine yeni bir soluk, farklı bir tat katacaktır.

Muşmula Hasadı ve Tüketimi:

Kasım ayının ikinci haftasından Aralık ayına kadar yapılan muşmula hasadı, tam anlamıyla bir sonbahar ritüelidir. Hasat edilen meyveler, serin ve kuru bir yerde saklanır.  Olgunlaşma süreci, zamanla meyvelerin yumuşayıp koyu kahverengiye dönüşmesini sağlar. Muşmula, ancak tam anlamıyla "olgunlaştığında" yenilebilir hale gelir. Her meyvesinde dört veya beş büyük çekirdek taşır; bu da onun sert kabuğunun ardında sakladığı bir sır gibidir.

Neden Muşmula Özeldir?

Kasım ve Aralık aylarında, doğada bulunabilen nadir doğal şeker kaynaklarından biridir. Ancak yalnızca olgunlaştığında, hatta çürüdüğünde yenebilir hale gelmesi, muşmulayı eşsiz ve gizemli bir meyve yapar.

Muşmulanın Faydaları:

İçerdiği zengin A ve C vitaminleri, demir ve antioksidanlar sayesinde hem besleyici hem de sağlığa faydalıdır. Lif oranıyla sindirim sistemini destekler, bağışıklığı güçlendirir ve cilt sağlığını korur.

Sonuç:

Muşmula, sadeliğinde güzellik barındıran bir meyvedir. Malatya gibi zengin topraklarda yetişen bu özel meyve, hem lezzeti hem de faydalarıyla vazgeçilmezdir. Reçel, marmelat, turşu ve sirke gibi farklı şekillerde değerlendirilebilir. Muşmula ağacı, bahçelerde ve peyzaj düzenlemelerinde doğaya uyumlu bir güzellik sunarken, yaban hayatı için de kıymetli bir besin kaynağıdır.

İlkbahardan kışa kadar doğanın döngüsüne eşlik eden bu gizemli muşmula ağacı, yalnızca bir meyve değil, aynı zamanda doğanın ve sabrın incelikle işlediği bir eserdir. Belki de bu yüzden, sonbaharda altın yapraklarıyla bize "sabır ve dinginlik" fısıldar.


Fotoğraf Galerisi:


Ayva ağacına muşmula aşılanmış.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Haceli: Malatya'nın Efsanevi Divanesi

Arguvan'da Lezzetin ve Geleneğin Buluştuğu Gün: Yöresel Yemek Yarışması Coşkusu

Fırat'ın Kıyısında Bir Zaman Yolculuğu: Gerger'in Saklı Köyleri