Akçadağ Köy Enstitüsü Hikayesi, Arazi İstimlak Defteri
Toplumsal Hafızada Yok Olan Kültürel ve Mimari Miras:
Malatya Akçadağ Köy Enstitüsü
Akçadağ Köy Enstitüsü İstimlak Defteri
Akçadağ Köy Enstitüsü Arazisi:
Akçadağ Köy Enstitüsü, 1940 yılında Karapınar köyünün 3160 dönüm arazileri istimlak edilerek kurulmuştur. Akçadağ Köy Enstitüsü yerleşkesinin istimlak süreciyle ilgili yerel basında ve halk arasında Köy Enstitüsü'ne Cevizpınar ( Kırlangıç) Karapınar, köylülerinden bazı ailelerin ve şahısların eğitim öğretim amacıyla arazi bağışında bulunduğu yönünde söylentiler dolaşmaktadır. Ancak Köy Enstitüsü'nün emlak defterinde yaptığım incelemelerde bu bağışlara dair herhangi bir kayda rastlanmamıştır. Hatta söylentide adı geçen bir şahsın oğlunu telefonla aradım. Bu konuda elinde resmi belge bulunan bağışçı aileler veya şahıslar varsa, belgelerini benimle paylaşmaları halinde bu değerli bilgileri yazıma eklemekten memnuniyet duyarım. Bu söylentileri araştırmak amacıyla,
Akçadağ Köy Enstitüsü'nün 1976 yılı mezunu olarak ben araştırmacı yazar Fikri Demirtaş, araştırmacı yazar Nezir Kızılkaya ve emekli öğretmen Adil Aktaş ile okulun arşiv belgelerini incelemek üzere Malatya'dan Akçadağ Köy Enstitüsü/ Öğretmen Okulu, Anadolu Öğretmen Lisesinin arşiv belgelerinin bulunduğu Akçadağ Fatih Fen Lisesi'ne gittik.
Araştırmanın Amacı ve Yöntemi:
Araştırmanın temel amacı, Akçadağ Köy Enstitüsü arazilerinin istimlak süreciyle ilgili gerçekleri ortaya çıkarmak . Eskiden beri bazı arazi sahiplerinin arazilerini bağışladığı, bağışların koşullu olduğu, yalnız okul-enstitü amaçlı kullanılacağı koşuluyla bağışladıkları söylenmektedir. ancak kimlerdir bunlar dendiğinde isim verilmemektedir.
Akçadağ Fatih Fen Lisesi arşivinde bulunan Akçadağ Köy Enstitüsü ile ilgili "Arazi İstimlak Defteri" detaylı bir şekilde incelenmiş ve defterin sayfaları tarafımızdan fotoğraflanmıştır. Arazi İstimlak Defterinin incelenmesiyle istimlak edilen araziler ve sahipleri hakkında bilgiler netlik kazanmıştır. İstimlak defterin Defteri bu araştırmanın en önemli kanıtlarından biridir:
İstimlak Defteri'nin Son Sayfasındaki Tutanak:
"Vilayetin Milli Emlak ifadeli 4.12.952 gün ve 25-8/1029 sayılı yazıları üzerine mülki taksimat gereğince Akçadağ İlçesine bağlı bulunan Akçadağ Akçadağ Köy Enstitüsüne ait 25 sahifeden ve 72 Adet gayri Menkul kaydından ibaret İş bu defter ve kayıtlarımızın tamamen aynı olup munakale görmemiştir. Tasdik olunur. 7.1-953 Tapu Sicil Muhafızı" (Kaynak: İstimlak Defteri)
Bu tutanak, defterdeki kayıtların doğruluğunu ve eksiksizliğini teyit etmektedir. İstimlak Defterinde el yazısı ile yazılmış istimlak yazıları okunmuş olup örnekte görüldüğü gibi fotoğraf ve iki istimlak yazısı gibidir.
Örnek 1 İstimlak yazısı
İki taş Devaren eden Değirmenin üç hissetarı birisi:
Köyü Karapınar
Mevkii: Kamışça
Yemini ve Yapan Sağır Ali tarlası seol. Çephesi Doğan Oğlu Hüseyin Doğan
Bu yerin üç hisseden bir hissesi Doğan oğlu Hüseyin Doğan'ın olup , bu kere mezkur hissesinin tamamını on bin lirayla satışından tescil olundu.
T.C Maliye Arazisi
Örnek 1-2
Örnek 2 İstimlak yazısı
İki taş devran eden değirmenin 2 /3 hissesi
Yemini:
sağır Ali Tarlası am.ve yesasigine Sağır Ali tarlası arkası set. Cephesi kısmen sağır Ali tarlası kısmen ders ve kısmen Doğan oğlu Hüseyin tarlası ile Mahdut
Köyü :Karapınar
Mevkii: Kamışca
Bu hisse İbrahim oğlu Sefer ve Hasan oğlu Mahmuddan olup 20000 liraya hazineye satmaları ile tescil olundu.
T.C Maliye Hazinesi
1940 yılında Karapınar köyüne ait 3180 dönümlük arazinin kamulaştırılarak bedelinin ödendiği bilgisi, bu defterdeki kayıtlarla doğrulanmaktadır. O tarihte tapusu olan araziler yok denecek kadar azdır. Ancak çiftçiler kullanmakta oldukları arazilerinin tapusu olmasa da vergisini verdikleri bilinmektedir. Bu vergi kayıtları dikkate alınarak istimlak bedelleri ödenmiştir.
Araştırmanın Diğer Bulguları:
İstimlak Kayıtları:
Çizelge Milli Eğitim Müdürlüğü ile tapu sicil Muhafaza kayıtlarına aynen uygundur.
Akçadağ Fatih Fen Lisesi arşivinde bulunan Akçadağ Köy Enstitüsü İstimlak Defteri'ndeki kayıtlar, arazinin istimlak edildiğini ve bedelinin ödendiğini açıkça göstermektedir. Köy Enstitünün yerleşkesini oluşturan toplam arazisinin İstimlak defterinde bağış ve şartlı bağış yapıldığına dair herhangi bir kayıta rastlanmamıştır.
Sercan Ünsal"ın
www.derslerdergisi.com. internet sitesinde
"Akçadağ ve Pamuk pınar Köy Enstitüsü kurucusu ve Müdürlerinden Ahmet Şinasi Tamer "başlıklı yayınlanan yazısı.
Fotoğraf alıntı
Akçadağ ve Pamukpınar Köy Enstitüleri'nin kurucusu ve müdürlerinden Ahmet Şinasi Tamer, "İmecemizin Türküsü" adlı yayınlanmamış kitabında, Akçadağ Köy Enstitüsü arazisinin kamulaştırma (istimlak) süreci ile ilgili çarpıcı bilgiler vermiştir.
Bu metne göre Tamer, arazinin durumu ve sonrasında yaşananları şöyle anlatmıştır:
Malatya'da Köy Enstitüsü için gösterilen 3000 dönümlük arazinin susuzluk nedeniyle bugüne kadar hiç işlenmemiş olduğunu belirten Tamer, bu sebeple arazinin sahibinden çok ucuza satın alınabildiğini ifade etmiştir. Ancak Tamer'in aktardığına göre, arazinin önemli bir kısmını satan Doğan Dede, enstitüde büyük uğraşlar sonucunda su bulunup arazinin binlerce kayısı ve meyve ağacıyla hayat bulmasının ardından "Toprakları elimden zorla aldılar, bana çok az para verdiler, yeniden değer saptaması istiyorum" diyerek dava açmıştır.
Bu ifadeler, dönemin kamulaştırma süreçlerinin zorluklarını ve arazi değerlemesi konusunda yaşanan anlaşmazlıkları gözler önüne sermektedir. Ahmet Şinasi Tamer'in bu anıları, Köy Enstitüleri'nin kuruluş aşamasında karşılaşılan bürokratik engeller ve toplumsal dinamikler hakkında önemli bir kaynak niteliğindedir.
Akçadağ Köy Enstitüsü 1949 mezunu Ali Doğan'ın İfadesi:
Akçadağ Enstitülü Ali Doğan, Öğretmen Liseli Fikri Demirtaş
Karapınar köyünden Ali Doğan'la yaptığım görüşmede, Köylülerin tapu sicil kayıtlarına göre arazilerin istimlak edilerek alındığı ve dönüm başına bedelinin ödendiği söylemişti. Köylülerden ve hiç bir kimsenin arazi bağışı yaptığın duymadığını, tapu kayıtlarında olmayan hazineye ait ama köylülerin kullandıkları bazı araziler her hangi bir ödeme yapılmadan hazine arazisi olarak kamulaştırılmıştır "demişti. Bu durum Hazineye ait araziler İstimlak defterinde yer almıştır.
* Tapu Kayıtları ve Vergi Durumu: Tapu kayıtlarında kullanılan arazinin gerçek miktarından daha düşük gösterilmesi, o dönemde vergi yükünü azaltmak amacıyla yapılmıştır.
Koruma Altındaki Yerleşke:
Akçadağ Köy Enstitüsü Yerleşkesi, Adana Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Müdürlüğünce 02.08.2000 tarih 3835 sayı ile tescil edilmiştir.
* Maliye arazisi irtifak: Bu yerdeki okul ve diğer müştemilatların intifası Milli Eğitim Bakanlığına aittir. Başlama tarihi 12. 06. 1941- 575,
* Ana Taş- Nitelik: okul binası ve tarlası
* Taşınmaz şerh / beyan / irtifak
* Beyan : Korunması gereken Kütür ve tabiat varlığıdır. Eski 1080 nolu parsel 1177- 1178 parsel olarak ifraz edilmiştir.
* A ( 1480 nolu Parsel), B (1485,nolu parsel) ve D (1486 nolu parsel) ile gösterilen kısımlarda oluşacak parsellerin devamına karar verilmiş. Toplam Yüzölçümü 66131800 metre kare. 13.06.2912 tarih ve 1541 sayılı işlem ile tapusunu gerçekleşmiştir.
Araştırmanın Bulguları ve Sonuçları
* İstimlak Defteri İncelemesi:
* İstimlak defterindeki kayıtlar, arazilerin 1940 yılında istimlak edildiğini ve bedelinin ödendiğini açıkça göstermektedir.
* Herhangi bir arazi bağışı kaydına rastlanmamıştır.
* Halk Arasındaki İddialar:
* "Arazilerin şartlı verildiği, ve bazı şahıslar tarafından bağış yapıldığı" iddiaları, istimlak defterindeki kayıtlarla çelişmektedir.
Gerçek Durum:
* Akçadağ Köy Enstitüsü arazisi, devlet tarafından istimlak edilerek ve bedeli ödenerek alınmıştır.
* İstimlak defterinin son sayfasındaki tutanak bu durumu net bir şekilde doğrulamaktadır.
Sonuç:
Araştırma, Akçadağ Köy Enstitüsü arazilerinin her hangi bir kimse tarafından bağış yoluyla değil, devlet tarafından istimlak edilerek alındığını kesin olarak ortaya koymaktadır. Halk arasında dolaşan iddiaların gerçeği yansıtmadığı, arşiv belgeleriyle kanıtlanmıştır. Bu şekilde, araştırmanızın amacını, yöntemini ve sonuçlarını daha net ve anlaşılır bir şekilde ifade etmiş olursunuz.
Akçadağ Köy Enstitüsünün Tarihçesi
Fotoğraf: Pilot Atilla Özdemir
Akçadağ Köy Enstitüsü yerleşkesinin Helikopterden görünümü
Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren eğitime büyük bir önem veren Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere bazı Türk aydınları ve devlet adamları, kalkınma hamlelerinin köyden başlatılması gerektiğini söylemişlerdir. Köy Enstitüleri, Cumhuriyet aydınlanmasının eğitim alanındaki en özgün ve en çok ses getiren bir uygulamasıdır. Hazırlıkları 1935'te başlatılıp 1937'de denemesine girişilen enstitülerin, 1940'da yasal bir zemine oturtulduğu görülmektedir. 17 Nisan 1940’da kabul edilen 3803 sayılı Köy Enstitüleri Kanunu'na göre, enstitülerin görevi sadece köy öğretmeni yetiştirmekle sınırlı kalmayıp, öğretmenle birlikte sağlık görevlileri, teknisyenler gibi meslek elemanları yetiştirmekti.
Köy Enstitüleri ülkemizin dört bir yanına 1940-1943 yılları arası 21 adet açılmıştır. Malatya'mızın Akçadağ ilçesi Karapınar köyünde açılan Akçadağ Köy Enstitüsü 'de bunlardan biridir.
Köy Enstitülerinin kurulması ve ayakta kalmasını sağlayan İsmet İnönü Malatyalıdır. İsmet İnönü’nün Köy Enstitüleriyle ilgili yürüttüğü çalışma hemen hemen hepsini gezdiği tarihimizde bilinen bir gerçektir. Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel ve İlköğretim Genel Müdürü İsmail Hakkı Tonguç ile birlikte 21 Köy Enstitüsünü ayakta tutabilmek için direnmiştir,
Köy Enstitülülerin ilk mezunlarını 1943-44 öğretim yılında, son mezunlarını 1951-52 öğretim yılında vermiştir. 21 Köy Enstitüsünden Sayıları 17.341 dolayında olan Köy Enstitüsü çıkışlı “Cumhuriyet devrimci üretimi” öğretmen arasından 300’e yakın yazar ve şair, 47 parlamenter çıkmış... 400’ün üzerinde Köy Enstitülü resim ve müzik alanında adlarını duyurabilecek etkinliklere imza atmışlar, bunlardan 20 kadarı üniversitelerin resim ve müzik bölümlerine kurucu öğretim görevlisi olarak önderlik etmiş, profesörlük ününü almaya hak kazanmışlar… (Prof. Dr. Hasan Pekmezci, Köy Enstitüleri’nde Sanat, “Eğitim-Kültür’de Politik Yönelimler ve Köy Enstitüleri” başlıklı çalışma).
"Atatürk'ün vizyonuyla temelleri atılan Köy Enstitüleri, 17 Nisan 1940'ta hayata geçirilerek kısa sürede 21'e ulaştı. Amaç, her köyde dini otorite yerine, Cumhuriyet ideolojisini benimsemiş, hem maddi hem de manevi anlamda rehber olacak öğretmenler yetiştirmekti. Hasan Ali Yücel ve İsmail Hakkı Tonguç'un çabalarıyla hayata geçen bu devrimci proje, ne yazık ki yine CHP iktidarında sekteye uğradı. 1946 seçimlerinin ardından Milli Eğitim Bakanlığına getirilen Reşat Şemsettin Sirer'in ilk icraatı Tonguç'u görevden almak, enstitülerin eğitim programını değiştirmek ve karma eğitime son vermek oldu. Hatta Doğu-Batı klasikleri gibi değerli eserler okul kitaplıklarından toplatıldı.
"Türk eğitim tarihinin ve erken Cumhuriyetin en radikal en yararlı projesi olduğu tartışmasız olan Köy Enstitüleri, bir ortaçağ gericiliğine kurban gitmiştir. İsmet Paşanın vebali dahil olmak üzere bunda Menderes gericiliği ve çok kişinin tarihi gafleti ve utanmaz sorumluluğu vardır..."
▪OSK/18 Nisan 2025
Köy Enstitüleri ülkeye nice değerli öğretmen, sanatçı, bilim insanı kazandırdılar. Kötü politikaları sonucu bir türlü belini doğrultamayan eğitim-öğretim sorunları tartışıldığında, hangi siyasi veya ideolojik anlayışta olursa olsun herkesin hemfikir olduğu sonuç cümlesi şu oluyor: “Köy Enstitüleri kapanmasaydı, şimdi Türkiye farklı bir noktada olurdu.
AKÇADAĞ İMECESİ” NASIL OLUŞTU?
Akçadağ Köy Enstitüsü, geçmişi 1848’lere dayanan Hamidiye Kışlasında Akçadağ Eğitmen Kursu Nisan 1938'de, Akçadağ İlçesinde Hamidiye Kışlası denilen yer ile Aziziye Kışlası adı verilen Sultansuyu Harası içerisinde 17 Nisan 1940 tarihinde çıkarılan 3803 Sayılı Köy Enstitüleri Yasası ile öğretmen yetiştiren okullar ve eğitmen kursları köy enstitüleri adını almıştır.
Akçadağ köy enstitüsü 1940 yılında kurulan ilk köy enstitülerinin içindedir.1937-1938 yılında Akçadağ merkezde açılan ve Hamidiye kışlasında öğretmeni yapan Eğitmen kursunun bünyesinde faaliyet göstermiştir. Açılışı takip eden günlerde Milli eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel, Genel müdür İsmail Hakkı Tonguç ve bir enstitü müdürü Hürrem Arman Akçadağ köy enstitüsüne gitmek üzere Adana da trenle Akçadağ istasyonuna gelirler. Enstitüler DDY istasyonu yakınına kurulduğundan Akçadağ köy enstitüsünün de istasyon yakınında olacağı düşüncesi vardır. Trenden indiklerinde enstitüye benzer bir yerleşim görülmeyince, istasyon görevlilerine sorulur. Enstitünün Akçadağ merkezde olduğunu öğrenirler. Bakan Malatya valisi ile görüşür, Akçadağ’a gidişleri sağlanır. Haziran 1941 yılında son yerinde kurulma çalışmaları başlar.(Hürrem Arman “piramidin Tabanı”)
Malatya-Adana Demiryolunun 30.km.sinde bulunan ve Akçadağ ilçesine bağlı Karapınar Köyü'nün sınırları içinde yer belirlenmiştir. Enstitünün yerleşim yeri olarak belirlenen 3160 dönüm arazi, Karapınar, Onatlı ve Kırlangıç köylerinin arazisidir.
Karapınar'da okul ile ilgili çalışmalar Saclı Bina diye bilinen bir evde açılır. Bu binayı Alman Şirketi demiryolunu inşa ederken lojman olarak kullanmış. Binanın ortasında uzun bir koridor ve sağlı sollu üçer olmak üzere toplam altı odadan müteşekkildir. İki yıl burada kurs hizmeti sunulurken, istimlak edilen arazide de Enstitü öğrencileri sınıf, lojman, yol vb. ile tarımsal faaliyetleri yürütmüşlerdir .
Akçadağ Köy Enstitüsü Müdürü Şerif Tekben Akçadağ Köy Enstitüsü Eğitim başı Reyzi Pamir
Eğitmen Kursu yeni kurulan Akçadağ Köy Enstitüsü içine alınır. Akçadağ, Tunceli, Malatya, Adıyaman ve Elazığ’dan öğrenci alır. Enstitünün ilk yıllarında, ilk müdür Şinasi Tamer 2 yıl, Eğitim başı da Şerif Tekben olur. Şerif Tekben, 1942 yılında, Şinasi Tamer’in Akçadağ’dan ayrılışı ile enstitünün müdürlüğüne Şerif Tekben getirilir. Tekben 5 yıl görev yapmıştır.
Akçadağ Köy Enstitüsünün gelişiminde Şerif TEKBEN ’in emeği ve çabaları belirleyici olmuştur.
Eğitim Başı ise Reyzi PAMİR'dir. Akçadağ aydınlığının yaratılmasında büyük emekleri vardır.
Okulun projesinin mimarı Ahsen YAPANAR'dır.
Akçadağ Köy Enstitüsü, Şerif Tekben ve öğrencileri
Enstitümüz İlk Mezunlarını Verdi.
Malatya FIRAT Gazetesi Birinci Teşrin1944 Salı
FIRAT
Cuma ve SALI GÜNLERİ ÇIKAR SİYASAL GAZETE
BİRİNCİ TEŞRİN 1944 SALI
İlk çıkış :8 Birinci Teşrin 1932
5 Kuruş sayı:1095
Enstitümüz İlk Mezunlarını Verdi.
9.10.1944 pazartesi günü saat 4 de Akçadağ köy enstitüsü mezunlarının diploma alma merasiminde bulunmak üzere davetli bir kütle, İstasyonda hazırlanmış bulunan hususi bir trenle Akçadağ Köy Enstitüsüne hareket etmiştir. 45 dakika süren bir yolculuktan sonra Akçadağ İstasyonuna varılmış davetliler orada, bütün enstitü talim heyeti,
Akçadağ Kaymakamı, Belediye Reisi, Hara mensupları ve civar köylerden gelen kalabalık bir halk kütlesi tarafından davul ve zurna ile karşılanmışlardır. İstasyonda ufak bir görüşme yapıldıktan sonra
Enstitü binalarının bulunduğu yere gidilmiş ve başta Sayın Valimiz Ahmet Kınık olmak üzere değerli Mebuslarımızdan Mihri Pektaş, Emrullah Berkan, Nedim Zapçı, Cafer Özelçi, Parti baş-
(Devamı S. 2'de)
S.2
Enstitümüzün İlk Mezunları
kanı Halkevi ve Belediye Reisleri ve bütün daire reisleri olduğu halde enstitü binaları sırası ile gezilmiş ve yeni ihdas edilen numune fidanlık sahasında misafirlere Ayran ikram edilmiştir.
Bundan sonra tören yerine gidilerek, törene İstiklal marşından sonra başlanmış ve enstitü müdürü Şerif tekben tarafından güzel bir hitabe bulunulmuştur.
Enstitü müdürü, bilhassa bu hitabelerinde misafirlere hoş geldiniz dedikten sonra talebelere beş yıl önce bu çöl halinde gördüğünüz ova bugün kültür abideleriyle süslenmiş ve Elektrikle tenvir edilmiş bir halde bulunmaktadır.
Bu dikenli ovayı sizler temizlediniz, suyunu siz getirdiniz ve bu muazzam enstitü binalarını kendi ellerinizle kurdunuz. Beş yıl önce sekiz valilikten yurdun ücra köşelerinden toplanmak suretiyle enstitüye ayaklarınızda çarık elinizde bohça ile geldiniz fakat bugün temiz bir ruhla ve temiz bir bilgi ile ve kalplerinizde temiz bir ideal ateşi tutuşmuş olarak dönüyorsunuz dedikten sonra gideceğiniz her köy bir enstitü havası içindedir .Vatan kollarınızda yükselecektir. Köydeki çalışmalarınız buradaki gayretimizden üstün olmalıdır nüfusun yüzde seksen üçü köylü olan bir vatan toprağı üzerinde yaşıyoruz. Bu çalışmaların verimi olan 171 kişiyi köylerimize göndermek suretiyle köy kalkınma davamızda sizlerin oynayacağı rol büyüktür demişler ve seneden seneye daha bir çok eleman verecek olan köy enstitülerinin mahiyetini çalışma tarzlarını açık bir ifade ile belirtmiş olan enstitü müdürü sözlerini, sayın misafirlerimizin bu sözlerimi bir övünme telakki etmeyeceklerini, bunları yalnız beş yıllık çalışmamızın hesaplaşması olarak kabul edeceklerinden eminim cümlesiyle bitirmişlerdir.
Bundan sonra söz alan maarif Müdürü Şevket Tezel köylerimizin yegane kalkınma unsuru olan enstitü talebelerinin barındırılması için gereken istimlak ve bina meseleleri üzerinde nasıl çalışıldığını izah etmişler ve kültür davamızın tahakkuku için enstitülere daha önem verileceğini tebarüz ettirmişlerdir.
Bu meyanda değerli müzaheretlerini esirgemeyen Valimize teşekkürlerini bildirmişlerdir.
Müteakiben enstitünün yetiştirdiği talebelerinden Yılmaz Eroğlu (Ağabeylerime)isimli manzumesini okumuş ve bundan sonra mezunlardan bir çiftin nişan töreni yapılmış ve yüzükleri sayın Valimiz Ahmet Kınık tarafından mesut ve bahtiyar olmaları temennileriyle parmaklarına takılmıştır.
Bundan sonra davetlilere akşam yemeği verilmiş ve bu sırada enstitü konusu üzerinde samimi konuşmalarda bulunulmuştur. Müteakiben talebeler tarafından milli oyunlar oynanmış bir de güzel piyes temsil edilmiştir bu arada monologlar söylenmiş programın tatbiki geç vakte kadar devam etmiştir, programın sona ermesi üzerine misafirler geldikleri gibi dönüşlerinde de enstitü talim heyeti ve talebeleri tarafından uğurlanmak üzere istasyona getirilmişler ve orada samimi bir vedadan sonra ayrılmışlardır.
FIRAT: Köy enstitümüzün temiz başarılarının hasılası olan 171 talebenin yetiştirilmesi hususunda gösterdiği gayreti çok takdire değer buluyoruz, köylerimizin kalkınmasına doğru yöneltilen bu önemli hamlenin temadisini candan diler, talim heyetini tebrik ederiz.
Akçadağ Köy Enstitüsü Mezarlığı: Bir Vefa Borcu
Akçadağ Köy Enstitüsü yerleşkesinde bulunan ve 1940'lardan 2000'li yıllara kadar görev yapmış öğretmenlerin, personelin, ailelerinin ve hatta öğrenimleri sırasında vefat eden öğrencilerin defnedildiği mezarlık, yaklaşık elli kabriyle dünyada bir okul bünyesinde yer alan nadir mezarlıklardan biridir. Beşikteki bebeklerden her yaştan insana ev sahipliği yaptığı tahmin edilen bu hüzünlü mekan, Enstitülü öğretmen Ali Doğan ve diğer kaynaklardan edindiğimiz bilgilere göre birçok acı hikayeyi barındırmaktadır. Bu mezarlıkta, Öğretmen Okulu'nda elektrik işleri elemanı Haydar Ertaş'ın eşi İnsaf Ertaş'ın tek başına yer aldığı mezarı,
Genç yaşta doğum sırasında hayatını kaybeden öğretmen Ahmet Kun'un eşi Hüsniye Kun'un İsmet İnönü ve Tonguç gibi önemli isimlerin ziyaret ettiği kabri,
Okulun elektrik santrali inşaatında toprak kayması sonucu yaşamını yitiren Darende Balabanlı Heseyin İpek'in mezarı bulunmaktadır. Ayrıca, TBMM'nin birinci dönem Elazığ milletvekili Hacı Fevzi'nin torunu olan ve 1974 Öğretmen Okulu mezunu Celalettin Çakmak'ın aktardığı bilgiye göre okulda vefat eden Köy Enstitüsü öğrencisi Bülent Celayir de buradadır. 1951 yılında okulun yonca tarlasını sularken elektrik akımına kapılan Hekimhan-Karamahmut köyünden öğrenci Salih Kurak, 1944 yılında Karapınar köyündeki ev yangınında altı aylık oğluyla birlikte can veren Adanalı şoför Azmi, yine 1944'te hayatını kaybeden Elazığlı usta öğretici (tuğlacı) Muhlis Usta ve 1962 yılında vefat eden bir öğretmenin bebeği de bu topraklarda yatmaktadır.
Ne yazık ki, mezarların büyük bir kısmı hakkında herhangi bir bilgiye ulaşılamamıştır. Sahipsiz mezar taşlarının birçoğu kırılmış, ayakta kalanlar ise doğal etkenler sonucu toprak altında kaybolmaya yüz tutmuştur. Zamanla tahrip olan mezarlıkta dört mezar yan yatmış, mezar taşları parçalanmış ve bazıları toprakla bütünleşmiştir.
Yalnızca 1987 yılında vefat eden Öğretmen Okulu emekli personeli Haydar Ertaş'ın eşi İnsaf Koşal Ertaş'ın mezarı zamana direnerek ayakta kalabilmiştir. Bu mezarlık, adları bilinmeyen nice eğitim emekçisinin anısını yaşatan önemli bir simge olarak durmaktadır.
Yerel medyada mezarlığın korunması ve etrafının tel örgülerle çevrilmesi için medyada tarafımdan yapılan yazlara rağmen, başta İl Milli Eğitim Müdürlüğü, İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, ilçe ve Büyükşehir Belediyeleri, siyasi partiler ve eğitim sendikaları gereken ilgiyi göstermemiştir. Bu kutsal mekan, uzun yıllardır bakımsızlığın gölgesinde unutulmuş bir köşe olarak kalmıştır. Kurumuş otlar arasında kaybolmuş, toprağa gömülmüş ve mezar taşları kırılmış bu manzara, bizlere karşı karşıya olduğumuz vefa borcunu acı bir şekilde hatırlatmaktadır.
Neyse ki, 2022 yılında arkadaşım Malatyalı, Pütürgeli iş adamı Nurettin Aydın'ın değerli katkılarıyla mezarlığın etrafı tel örgülerle çevrilerek korunması adına önemli bir adım atılmıştır. Ben de mezarlık yazısı ve Akçadağ Köy Enstitüsü Yerleşkesi yazıları hazırlatarak bu alana astırdım.
Milli Emlak tarafından Akçadağ Köy Enstitüsü'nün 2100 dönümlük arazisinin Malatya Kayısı Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü'ne devredilmesiyle birlikte, bu arazi içinde yer alan mezarlığın bakımı, toprak altındaki mezar taşlarının düzenlenmesi, onarımı ve ağaçlandırılması artık hem bir zorunluluk hem de geçmişimize duyduğumuz saygının bir ifadesi olan bir vefa borcudur. Kayısı bahçesine komşu olan bu anlamlı mekanın yeniden düzenlenmesi, sadece mezarlığın fiziksel durumunu iyileştirmekle kalmayacak, aynı zamanda bizlere geçmişimize ve değerlerimize sahip çıkmanın ne denli önemli olduğunu bir kez daha hatırlatacaktır. Unutmamalıyız ki, geçmişimize gösterdiğimiz saygı, aynı zamanda geleceğimize olan sorumluluğumuzdur.
Akçadağ Köy Enstitüsü Yerleşkesinin Yeniden İşlevlendirilmesi:
Eğitim ve Araştırma Merkezi Önerisi
Köy Enstitüleri, aydınlanmanın ve özgürlüğün yeşerdiği birer eğitim yuvasıydı. Ancak, zamana değil, çağdaş düşünceye düşman zihniyetlere yenik düşerek viran oldular. Akçadağ Köy Enstitüsü'nün mezarlığına bile saygı gösterilmedi. Resmi kurumlarca tescil edilen ama koruma altına alınmayan
Köy Enstitüsü ve öğretmen okullarından kalan binalar eğitim araç gereçleri, makineler, matbaa ekipmanları ve kitaplar, ağaçlar talan edilmiş ve yakılmıştır. Elde kalan bazı belgeler ve ders materyalleri ise Malatya Lisesi Okul Müzesi'nde sergilenmektedir. Ayrıca, resmi arşiv belgeleri ve kütük defterleri , belgeler ,kitaplar ,ders materyalleri Akçadağ Fatih Fen Lisesi arşivinde korunmaktadır ve koridorlarında sergilenmektedir.
Okulun arazisinin bir bölümü Malatya Kayısı Araştırma Enstitüsü tarafından kullanılmaktadır. Yerleşkenin tümünün potansiyelinin değerlendirilmemesi ve bölge için önemli bir kayıp olarak değerlendirilmelidir.
Mevcut Durum ve Sorunlar:
* Yerleşkenin atıl durumda olması, bölge ekonomisine ve sosyal gelişimine katkı sağlayamamaktadır.
* Talan ve yıkım, tarihi ve kültürel mirasın zarar görmesine neden olmuştur.
Öneri:
Akçadağ Köy Enstitüsü yerleşkesinin, Turgut Özal Üniversitesi'ne bağlı Ziraat, Veterinerlik ve Su Ürünleri fakültelerinin kullanımına tahsis edilmesi ve bir eğitim ve araştırma merkezine dönüştürülmesi önerilmektedir. Bu merkez, aşağıdaki amaçlara hizmet edebilir:
Eğitim:
* Bölgedeki öğrencilere yönelik uygulamalı eğitim programları düzenlemek.
* Köy enstitülerinin eğitim felsefesini yaşatacak pedagojik çalışmalar yapmak.
* Öğretmenlere, mühendislere yönelik mesleki gelişim eğitimleri vermek.
* Bölge halkına yönelik tarım, hayvancılık ve su ürünleri konularında eğitimler düzenlemek.
Araştırma:
* Bölgenin tarım, hayvancılık ve su kaynakları potansiyelini araştırmak.
* Sürdürülebilir tarım ve hayvancılık uygulamaları geliştirmek.
* Bölgenin biyo çeşitliliğini korumaya yönelik çalışmalar yapmak.
* Deprem sonrası bölgenin yeniden yapılandırılması için bilimsel araştırmalar yapmak.
Kültür ve Turizm:
* Köy enstitülerinin tarihini ve önemini anlatan bir müze kurmak.
* Bölgenin doğal ve kültürel zenginliklerini tanıtan etkinlikler düzenlemek.
* Bölgeye bilimsel amaçlı geziler düzenlemek.
F.Demirtaş, Ali Doğan İsmail Kaygusuz, Süleyman ...
Gerekçeler:
* Yerleşkenin stratejik konumu, eğitim ve araştırma faaliyetleri için ideal bir ortam sunmaktadır.
* Bölgedeki tarım, hayvancılık ve su kaynakları potansiyeli, merkezin araştırma faaliyetleri için zengin bir kaynak oluşturmaktadır.
* Köy enstitülerinin eğitim felsefesi, günümüzde de geçerliliğini koruyan yenilikçi ve uygulamalı bir yaklaşımdır.
* Bölgenin deprem sonrası yeniden yapılanması için bilimsel verilere dayalı çalışmalar yapılması önemlidir.
Sonuç:
Akçadağ Köy Enstitüsü yerleşkesinin yeniden işlevlendirilmesi, bölgenin eğitim, araştırma, kültür ve turizm potansiyelini harekete geçirecek önemli bir adım olacaktır. Bu proje, bölge halkının refahına ve ülkenin kalkınmasına katkı sağlayacaktır.
Fotoğraf - Yazı: Fikri Demirtaş
Fotoğraf Galerisi:
Akçadağ Köy Enstitüsü/ Öğretmen okulu mezunları
Ali Galip Çelikkol, Hasan Gül, Ali Doğan, Fikri Demirtaş, Şahin Doğan
( Soldan )Malatya'nın tarihi hafızası araştırmacı - yazar Celal Yalvaç' ziyaret
İstanbul Üniversitesi . Ed. Fak. emekli öğretim görevlisi araştırmacı-yazar
Akçadağ Öğretmen Okulu 1962 mezunu İsmail Kaygusuz,
Öğretmen Lisesi 1976 mezunu araştırmacı yazar Fikri Demirtaş
T.C. Kültür Bakanlığı
Adana Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu Müdürlüğü Kararı
Yorumlar
Yorum Gönder