Kızıma Hasret Mektubu
Kızıma Hasret Mektubu
Ey telli turnam,
Gümüş kanatların Sakarya’ya değdiğinde,
Nazlı yavrumun penceresinde dur,
Parmak uçlarınla camı okşa usulca,
Uykusu derinse, sessizliği ört üstüne.
Malatya Beydağı’ndan süzülen meltem,
Güzel kuzumun saçlarında dans etmeden önce,
Kapısını bir fısıltıyla çal,
İpek tellerini dağıtma rüzgârın hışırtısıyla.
Göğün beyaz yelkenleri, ceylanımın gözlerine yoldaş olun,
Selamımı götürürken vadilere takılmayın
O kara gözlerde bir damla bile ıslaklığa izin yok,
Yolunuzu yıldızlara sorup acele edin.
Yağmur olup toprağa düştüğünde,
Gonca gülümün bahçesini sularken,
Susuz kalmasın diye yüreğindeki kor,
Her damlada bir umut yeşert topraktan.
Kar tanesi,
bembeyaz bir mektup gibi inerken,
Kar çiçeğimin
siyah saçlarına kon
Buz tutmasın diye nefesini sıcak tut,
Kınalı kekliğimi
kışın pençesinde
üşütme sakın.
Gece ay ışığı,
gümüş bir nehir gibi aktığında,
Nazlı yavrumun
rüyalarına dokun,
En güzel masalları
fısılda kulağına,
Yüzünde bir tebessümle uyusun sabaha
Kayısı çiçekleri
beyaz düşler sererken,
Gözlerinle aradığın
o sıcak yuvayı,
Sakarya'nın yollarında bulursun belki de,
Yalnızlık bir gölge gibi
sarsa da seni.
Sakarya Üniversitesinde, bilginin ışığı oldun.
Sabahın ilk ışığı,
evimizin sırrısın sen,
Gamzeli meleğime
gülüşler götür
Büyüdüğünde bile
bebeğimiz kalacak o,
Al yanağında solmasın diye çocukluğun rengi.
9 Aralık 2011, Malatya
Tuğba, Hasan Oğuzhan
Yorumlar
Yorum Gönder