Uzaklardaki Mavi
Uzaklardaki Mavi
Ah sen...
Gül kokulu düşüm,
sürmeli gözlerinle bir bahar uyanmıştı içimde,
yılların suskunluğunda büyüyen
bir tomurcuk gibi.
Şimdi o baharın yerinde
kuytularda saklı bir hasret var,
bir özlem, dilsiz ve derin.
Saçların...
O siyah, dalga dalga orman—
rüzgârı benmişim de haberim yokmuş.
Unutmak diyorum kendime
ama ne mümkün!
Zihnimde hâlâ o saçların
bir gölge gibi salınıyor,
bir zamanlar okşadığım her tel
şimdi yitik bir ezgi gibi.
O kadar içimde ki adın,
nefesimle yan yana,
ama...
bir o kadar da uzak,
yıldızlara dokunmak gibi
nafile.
Yüzün—
gülünce gamzelerinde açan gül bahçesi,
Gözün—
kalbime saplanan ilk kıvılcım,
her bakışta alevlenen, beni yakan o tutkulu ateş.
tenin—
içimi ısıtan bir ilkbahar güneşi,
şimdi soğuk, şimdi erişilmez.
Ey esmerim,
güzelliğin incecik bir dal gibi
sallanıyor kalbimde.
O kalbin...
O uçsuz bucaksız sevgisi
çöle dönmüş ruhuma su gibi.
Şimdi ben
mavi gökten süzülen bir nefes gönderiyorum sana.
Aç pencereni,
belki rüzgârla taşınır içimde kalanlar,
belki kokum, belki bir ezgi...
Bir siluet beliriyor düşlerimde:
bahçede karlar içinde mavi bir elbiseyle yürüyen bir kadın.
Uzak...
Ama her zamanki gibi güzel.
Kumaşında kayboluyor
sana olan mesafem.
Bir bekleyişin rengi o mavi—
çaresiz ve derin.
Bir sevdanın yarası.
Her gece
gözlerimde canlanıyorsun,
bir ceylan gibi ürkek
ve hep uzak.
Kim bilir...
belki bir gün
gözlerinle yeniden kesişir yolum,
belki bir mucize...
Ama şimdi,
şimdi mavi bir hüzün sızıyor içime
senin o dokunulmaz varlığınla.
Ve biz...
iki deniz gibi
aynı rüzgârla savrulmuş,
ama asla birleşememişiz.
2 5 Nisan 2025, Malatya
Yorumlar
Yorum Gönder