Gözlerindeki Efsun


Gözlerindeki Efsun

Gözlerin...
Ah, o gözlerin…
Aşkın en derin sır kuyusu, bakar düşer insan içine.
Bir çift kara derya, her bakış bir fırtına, gönlümü altüst eden.

Sürmelerin,
gecenin sırrını çizer usulca gözlerinde.
Kırmızı gelincik taç yaprağında siyah benekler, 
o kara gözlerin parlak sırrını fısıldar gibi.
Ruhumun kıyılarına çarpan o efsun,
bir sevdanın sessiz çağrısıdır artık.

Kirpiklerin…
Karanlık bir geceden kopmuş yıldız telleri, her biri kalbime düşen birer kıvılcım.
Ne zaman sana baksam,
acının içinden doğan bir tatlılık usulca yerleşir kalbime.

Saçların…
Siyah kıvrımlı bir nehir gibi omzuna dökülen,
yağmurla ıslanmış her telinde
aşkın dokunuşu gizli.
O ıslak parıltı,
gecenin koynunda yanıp sönen bir umut gibi,
içimde yankılanan bir çağrıdır.

Ve gülüşün…
Ne vakit tebessüm etsen, gamzelerinde çiçeklenir kalbim, mis kokulu bir bahar sabahı gibi.
Taze bir rüzgar dokunur yorgun ruhuma.
Sözsüz bir müzik çalar,
sadece senin bildiğin bir ezgiyle.

Ey canımın ceylanı,
gözlerinle, dudaklarınla
zamanı unutturan sendin.
Birlikte sustuğumuz o anlarda, teninin sıcaklığı sinerdi içime, ıslak toprağın ve baharın ilk çiçeklerinin hafif kokusu dolardı havaya.

Bu sevda…
içimde büyüyen bir fidan gibi,
her an daha derine kök salıyor.
Ve inan ki,
bu yorgun kalp
yalnızca seninle atıyor,
her an… her saniye…

16 Mayıs 1925 ,  Malatya 



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Haceli: Malatya'nın Efsanevi Divanesi

Arguvan'da Lezzetin ve Geleneğin Buluştuğu Gün: Yöresel Yemek Yarışması Coşkusu

Fırat'ın Kıyısında Bir Zaman Yolculuğu: Gerger'in Saklı Köyleri