Malatya Arapgir Onar Köyü Büyükocak Köyü Cemevi
Cemevlerine İsim Verilirken Yol ve Erkânın Kutlu Mirası: Kimlik, Rıza ve Aidiyet
Alevi-Kızılbaş, Bektaşi yolunun temel taşı, "Yol cümleden uludur" ilkesidir. Bu, sadece bir söz değil; inancın, ahlakın, toplumsal yaşamın ve tüm ibadet pratiklerinin üzerine inşa edildiği değişmez bir hakikattir. Bir cemevi, bu ulu Yol'un somutlaşmış bir meydanıdır. Dolayısıyla ona isim verilirken, geçici şahsiyetlerin, siyasi aidiyetlerin veya maddi kaygıların gölgesinde kalmamalı; bilakis, yolun manevi derinliğini, erkanın titizliğini, toplumsal birliği ve kadim kültürel mirası kuşanarak geleceğe taşımalıdır. İsim, sadece bir etiket değil, bir kimlik, bir beyan ve bir nefes olmalıdır.
Anlamlı ve Özenle Seçilmiş Cemevi İsim Önerileri ve İlkeleri
Malatya Battalgazi Erenler Cemevi
Cemevi isimleri, inancın özüne dokunan, cemaate aidiyet hissi veren, kültürel kökleri onurlandıran ve yolun evrensel değerlerini yansıtan temalardan özenle beslenmelidir.
1. Ana Dil ve Kültürel Köklerin Onuru:
Her Anadil, her alfabe ve yazı dili önemlidir.
Alevi-Kızılbaş geleneği, tarihsel olarak farklı Etnik yapıları, dilleri, lehçeleri ve kültürleri bünyesinde barındıran bir mozaiktir.
Alevi-Kızılbaş topluluğu, farklı etnik kimliklere ve ana dillere (Türkçe, Kürtçe, Zazaca gibi) sahip olmasına rağmen, ortak bir inanç ve kültür çatısı altında birleşir. Bu birliğin en belirgin göstergelerinden biri, ana dilin yanı sıra Farsça ve Arapça'nın dini ve kültürel terimler üzerindeki güçlü etkisidir. Alevi felsefesini, nefeslerini ve hikmetli sözlerini içeren birçok eser, bu dillerin zengin terminolojisiyle örülmüştür. Bu durum, zaman içinde ana dillerin zenginliğine rağmen dilsel bir asimilasyona da yol açmıştır.
Bu kültürel alışveriş, cemevlerinde ve günlük yaşamda kullanılan kavramlardan kişisel isimlere kadar geniş bir alana yayılır. Genellikle erkek ve kadın Alevi isimleri, Sünni isimleri gibi kendi ana dillerinden çok Farsça ve Arapça kökenlidir. Örneğin, Ali, Hüseyin, Hasan, Zeynel, Haydar gibi erkek isimleri ile Fatma, Zeynep, Saliha gibi kadın isimleri bu etkiyi açıkça gösterir. Bu durum, Alevi-Kızılbaş inancının köklerinin dayandığı ortak manevi ve tarihsel mirasın bir yansımasıdır. Bu isimler, etnik farklılıkların ötesinde, ortak bir asimilasyon yolu ve kimliğin sembolü haline gelmiştir.
Cemevi, hizmet ettiği topluluğun kimliğini yansıtmalıdır. Türkçe, Kürtçe, Zazaca , Farsça, Arapça gibi ana dillerde veya bu dillerdeki kadim kavramlarla isimlendirmek (Örn: Aşîtî Cemevi[Kürtçe: Barış], Heq Cemevi [Kürtçe/Zazaca: Hak], Dostluk Cemevi[ Farsça: arkadaş,yar ] ), inançsal kimlikle kültürel kimliği birleştirir, canların gönlüne hitap eder ve yerelliği güçlendirir. Bu, bir ayrışma değil, zenginliğin kabulü ve "cümle"nin bir parçası olmanın teyididir.
2. Yerel Aidiyet ve Toplumsal Hafıza:
Malatya Yeşilyurt Engüzekliler Cem ve Kültür Evi
Cemevi, içinde yeşerdiği coğrafyanın canlarına hizmet eder. Bu nedenle bulunduğu yerleşim biriminin adını taşıması (Örneğin: Türkmen Köyü Cemevi, Karacaahmet Sultan Cemevi, Dersim Düzgün Baba Cemevi, Hekimhan Cemevi, Zeynelabidin Cemevi), o mekanı özel kılar, toplulukla arasında güçlü bir bağ kurar ve tarihsel hafızayı canlı tutar. Ancak bu isimler, herhangi bir siyasi veya ideolojik çağrışımdan uzak, sadece coğrafi ve kültürel bir kimliği işaret etmelidir.
3. İnancın Temel Kavram ve İlkeleri:
Yol'un felsefesini en saf haliyle yansıtan bu kavramlar, cemevinin manevi kimliğini doğrudan ortaya koyar.
Rızalık Şehri Cemevi:
(Tüm canların rızalıkla bir araya geldiği bir meydan olarak cemevi)"Rızalık olmayınca cemin olamayacağı" inancına vurgu.
Edep-Erkân Cemevi: Yol'un olmazsa olmaz disiplinini merkeze alır.
Hak-Muhammed-Ali Yolu Cemevi:İnancın temel çerçevesini açıkça belirtir.
Marifet ve Hakikat Cemevi: "İlimden gidilmeyen yolun sonu karanlıktır" düsturunu hatırlatır.
Eline-Diline-Beline Cemevi: Alevi ahlak anlayışının özünü isme taşır.
Lokma ve Niyaz Cemevi: Paylaşma ve dua kültürünü vurgular.
Toprak Ana, Pir Ana Cemevi:
Kadına verilen değeri gösterir.
Dört anasır Cemevi: Alevi inancında, Kainatın varoluşunda esa olan anasırlar; Hava, Su, Ateş ve Topraktır.
Dört Kapı Kırk Makam Cemevi :Kamil İnsan Olmak yolculuğu.
4. Yol'un Ulu Erenleri, Pîrleri ve Yol Göstericileri:
Yol'a hizmet etmiş, felsefeyi nefesleriyle ve duruşlarıyla yoğurmuş, bugünlere taşımış hakikat erenlerinin isimleri, bir mirası yaşatmak ve onlarla manen bağ kurmak anlamına gelir.
Pir Sultan Abdal Cemevi,
Hacı Bektaş-ı Veli Cemevi,
Şah İsmail Hatayi Cemevi,
Yunus Emre Cemevi,
Kaygusuz Abdal Cemevi
Ahi Evran Cemevi (Ahilik ile olan derin bağı hatırlatarak)
5. Birlik, Kardeşlik ve Evrensel Sevgi Vurgusu:
Aleviliğin tüm insanlığa yönelik evrensel mesajını öne çıkaran, tüm canları kucaklayıcı isimlerdir.
Canlar Cemevi:En sade ve en güçlü ifade.
Dostlar ve Kardeşler Cemevi:
Cemalin, cem topluluğunun ruhunu yansıtır.
Barış ve Sevgi Cemevi: İnancın dünyaya yaymak istediği temel değerleri simgeler.
Birlik Ocağı Cemevi: Toplumsal beraberliği vurgular.
6. Işık, Aydınlanma ve Yolculuk Metaforları:
Aleviliğin akıl, bilim ve içsel aydınlanma (irfan) ile olan köklü ilişkisini vurgular.
Hakikat Işığı Cemevi,
İrfan Ocağı Cemevi,
Yol'a Doğru Cemevi,
Gökkuşağı Cemevi,
Meydan-ı Aşk Cemevi: Aşkı, Hakka ulaşmanın yolu olarak betimler.
7. Geleneksel, Sembolik ve Ocağa Bağlı İsimler:
Yöresel ocakların, hizmetlerin ve sembollerin adını taşıyan isimlerdir.
…Ocağı Cemevi(Örn: Ağuiçen Ocağı Cemevi,
Beyazıt-ı Bestami Ocağı Cemevi)
On İki Hizmet Cemevi,
Cem Sultan Meydanı,
Semah Evi,
Maddi Katkının Adı Asla Olmaz: Rızalık ve Lokma İnancının Kutsiyeti
Alevi-Kızılbaş erkânının en temel prensiplerinden biri, ceme getirilen lokmaların kimden geldiğinin bilinmemesi ve sorulmamasıdır. Çünkü niyet, gösterişten (riya) uzak, sadece ve sadece Hakk rızası için olmalıdır. Getirenin değil, verenin (Hakk'ın) adı anılır. Bu kadim "rızalık ve gönüllülük" ilkesi, cemevlerinin inşası, tefrişi ve idamesi için yapılan maddi-manevi tüm katkılar için de geçerlidir ve değişmez bir kuraldır.
Cemevine katkı sunan bir kişi, kurum veya siyasi partinin, ideolojilerin adının cemevine verilmesi veya bu yönde bir talebin olması dahi, bu inancın özüne aykırıdır. Böyle bir uygulama, Yol'u değil, dünyevi çıkar, ego, kişisel itibar ve aidiyetleri ön plana çıkarır. Cemevleri, toplumun ortak emeği, alın teri, helal kazancı ve en önemlisi "rızalığıyla" ayakta duran kutsal mekanlardır. Hiçbir şahıs veya kurumun maddi gücü, bir cemaatin ortak iradesinden ve Yol'un ululuğundan daha değerli değildir. Bu türden bir yaklaşım, Yol'u ticarileştirir, erkânın kutsiyetini zedeler ve toplum içinde ayrışmalara neden olabilir.
Sonuç olarak, bir cemevinin adı, onun ruhunun bir yansıması, topluluğunun aynasıdır. Bu isim, geçici olanın değil, kalıcı olan Yol'un, erkanın, kültürel kimliğin ve toplumsal hafızanın sesi olmalıdır. Her harfi, bir erenin nefesini, her hecesi, cemaatin rızalığını ve birliğini taşımalıdır.
Yorumlar
Yorum Gönder