Bir Ceylan Sessizliğinde Gelen Aşka…
Bir Ceylan Sessizliğinde Gelen Aşka…
Seher vakti…
Gökyüzü ince bir tül gibi
Ufukta gümüş ışıklarla çözülürken
Yolunu gözlerdim sessizce.
Ne güzel hayaller kurardım o vakit,
Rüzgârın taşıdığı umutlarla süslenmiş.
Maviyle turuncunun ışığında bir kelebek gibi
Süzülürdün penceremin önünden,
Gözlerin bir ırmak gibi akardı içime,
Sonra kaybolurdun göğün maviliğinde —
Bir düş gibi, bir nefes gibi...
Ne imkânsızlığını düşündüm,
Ne de bu sevdanın sonunu.
Sadece bilirdim;
Bir yerlerde sen vardın
Ve ben, her damlada seni arardım.
İstanbul’da, senden çok uzaklarda,
Yağmur yine ince ince yağıyor şimdi,
Boş sokaklarda yağmurun şarkısını dinleyerek yürüyordum.
Siyah dalgalı ıslak saçlarını hatırlıyorum.
O gün…
Sessizce gelmiştin, ürkek bir ceylan gibi,
Titreyen dudaklarında sessiz bir gülüş vardı.
Sen aklıma geldin yine,
Ve ben seni özledim,
Tüm varlığımla, tüm yalnızlığımla.
Beni esir eden
sürmeli gözlerin
Gönlüme düşen bir kara sevda oldu,
Ne zaman unutmak istesem
Gözlerin hep karşımda, içimde parlıyor.
Seni unutmam mümkün değil,
Çünkü her seher adını fısıldıyor bana.
Karagözlüm,
Adın bile yüreğimin yankısı artık.
İstanbul, 14 Ekim 2025
Yorumlar
Yorum Gönder