Sürmeli Ceylanıma

Mevsim yine sonbahar…
Malatya’nın üstüne sessiz bir hüzün çökmüş,
rüzgâr, dalından düşen her yaprakla
kalbimin bir parçasını sürüklüyor.

O siyah saçlarına yağan
altın sarısı yıldızları hatırlıyorum,
her biri geceye düşen bir dua gibi
ışıldıyor düşlerimin içinde.

Dudaklarında kayısı kokusu,
bir yazın hatırası hâlâ tenimde.
Bir gülüşünle ısınırdı içim,
şimdi rüzgâr, sesini taşır uzaklardan.

Sürmeli gözlerin gelir aklıma 
bir bakışınla bahar olurdu yüreğim,
bir susuşunla kışa dönerdi dünya.
O gözlerde hem ateş, hem hüzün var;
hem sevda, hem yokluğun kokusu.

Malatya’da sonbahar şimdi;
yer gök kırmızı, sarı, turuncu bir masal.
Her renk seni fısıldıyor dallarda,
her rüzgâr senden bir parça getiriyor bana.

Ve ben,
bir yaprak gibi savruluyorum sensizliğe.
Rüzgârın diliyle söylüyorum sana:

“Yine sonbahar oldu, Sürmeli Ceylanım…
Ama ben hâlâ sendeyim.”



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Arguvan'da Lezzetin ve Geleneğin Buluştuğu Gün: Yöresel Yemek Yarışması Coşkusu

Kayısı ve Su: Hayati Bir İlişki

Fırat'ın Kıyısında Bir Zaman Yolculuğu: Gerger'in Saklı Köyleri