Altın Kayısıdan Kırmızı Elmasa: Kızılcık Dünya Genetik Kaynağı Malatya’da

  Bostanbaşı ( Barguzu)

Altın Kayısıdan Kırmızı Elmasa: Kızılcık Dünya Genetik Kaynağı Malatya’da

Fotoğraf- Yazı : Fikri Demirtaş

 Kızılcık bilimsel adıyla Cornus mas, Anadolunun kadim meyve türlerinden biridir.
 Baharı ilk müjdeleyen altın sarısı çiçekleri, sonbaharı haber veren yakut kırmızısı meyveleriyle yalnız bir bitki değildir; kültürdür, hafızadır, Anadolu insanının direncidir. Yüzyıllar boyunca hem sofralarımızda yer almış hem de belleğimizde derin izler bırakmıştır.

Türkiye: Kızılcığın Gen Yurdu
Türkiye, kızılcığın doğal yayılış alanlarının merkezinde yer alır. Karadeniz, Marmara, Ege ve Akdeniz boyunca geniş bir varlığa sahiptir. Halk arasında kiren, ergen, kirnap gibi farklı adlarla anılması da bunun göstergesidir.
Malatya’da ise kızılcık (yerel adıyla Çum) özellikle Sultani ve Hüdai tipleriyle bilinir; şerbeti, marmelatı, reçeli ve geleneksel içeceklerde kullanımı yaygındır.

Dünyanın Kızılcık Gen Kaynağı Merkezi Türkiye - Malatya, Ukranya - Yalta şehridir 

 Bostanbaşı bahçemde kızılcık hasadı Natürmort

Malatya, sadece kayısı değil; aynı zamanda kızılcık gen merkezidir.
​Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sezai Ercişli; Çukurova Üniversitesi, Malatya Meyvecilik Araştırma Enstitüsü ve Atatürk Üniversitesinin iş birliğiyle yürütülen kapsamlı araştırmanın sonuçlarını paylaştı. Yapılan çalışmalar, kızılcık meyvesinin sadece bir besin değil, aynı zamanda eşsiz bir şifa kaynağı olduğunu bilimsel verilerle ortaya koydu.
​Yüksek Antioksidan ve C Vitamini Deposu
Araştırma sonuçlarına göre kızılcık, sahip olduğu çok yüksek antioksidan değerleri ve zengin C vitamini içeriğiyle, insan sağlığı üzerinde güçlü bir koruyucu kalkan oluşturmaktadır.
​Dünyada Eşi Benzeri Az Bulunan Bir Genetik Hazine
Prof. Dr. Ercişli, Malatya’nın kızılcık konusunda stratejik bir öneme sahip olduğunu belirterek şu çarpıcı bilgileri aktardı:
​"Kızılcık genetik kaynakları açısından dünyada iki ana merkez bulunmaktadır. Bunlardan ilki Malatya Meyvecilik Araştırma Enstitüsü, diğeri ise Ukrayna’nın Yalta şehridir. Ancak Ukrayna’daki türler açık renkli kalırken, Malatya'dakiler çok daha üstün özelliklere sahiptir. Şu an Malatya’da tescil aşamasında olan 60’ın üzerinde farklı kızılcık tipi bulunmaktadır; biz çalışmamızda bunların en yetkin 30 tanesini mercek altına aldık."

Malatya: Kızılcığın Genetik Hazinesi

             Kızılcık Ağacı 

Malatya Kayısı Araştırma Enstitüsü  Müdürlüğü 
bünyesinde yürütülen “Kızılcık Genetik Kaynaklarının Toplanması, Muhafazası ve Değerlendirilmesi” projesi, Türkiye’nin kızılcık çeşitliliğini ortaya koymak ve korumak üzerine önemli çalışmalar gerçekleştirmiştir.

Malatya Kayısı Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü tarafından hazırlanan teknik bilgi notuna göre;

Hazırlayan Kurum: Kayısı Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü

Tarih: 27.12.2025

Konu: Kızılcık Genetik Kaynaklarının Toplanması, Muhafazası ve Karakterizasyonu Çalışmaları Hakkında

Özet ve Genel Değerlendirme

​Malatya Kayısı Araştırma Enstitüsü bünyesinde 1998 yılında başlatılan "Kızılcık Genetik Kaynaklarının Toplanması, Muhafazası ve Değerlendirilmesi" projesi, Türkiye’nin biyolojik çeşitliliğini korumak ve bu zenginliği bilimsel temellere oturtmak amacıyla kararlılıkla sürdürülmektedir.

Yürütülen Faaliyetler ve Mevcut Durum

  • Genetik Muhafaza: Yürütülen titiz çalışmalar neticesinde, bugüne kadar toplam 26 farklı kızılcık genotipi koruma altına alınarak arazi gen bankasına kazandırılmıştır.
  • Karakterizasyon Çalışmaları: Söz konusu genotiplerin morfolojik tanımlamaları, Tohum tescil ve Sertifikasyon Merkezinin (TTSM) "Çeşit Özellik Belgesi" standartları çerçevesinde başarıyla tamamlanmıştır.
  • Kaynak Dağılımı: Muhafaza edilen genotiplerin 21’i Malatya ilinden seçilmiş, geri kalan 5 genotip ise Yalova Enstitüsü’nden temin edilmiştir.
  • Sürvey ve Yeni Keşifler: Malatya, Elazığ, Artvin ve Gümüşhane illerinde gerçekleştirilen saha taramaları (sürvey) sonucunda yeni genotipler tespit edilmiştir. Bu yeni kaynakların arazi gen bankasına aktarım süreci ve bilimsel incelemeleri devam etmektedir.

Türkiye'nin kızılcık gen havuzunu genişletmeyi hedefleyen bu proje, yerel çeşitlerin tescil edilerek tarımsal ekonomiye kazandırılması noktasında kritik bir eşiği temsil etmektedir.


370 Yıllık Anıt Kızılcık Ağacı

  Yeşilyurt- Bostanbaşı 370 yaşında Kızılcık ağacı Şubat ayında sarı çiçekleriyle 

Malatya'nın Yeşilyurt ilçesine bağlı Bostanbaşı Mahallesi'nde Mimar Yusuf Kendirli'nin bahçesinde bulunan 370-400 yıllık kızılcık ağacı, Malatya’nın değil dünyanın en yaşlı kızılcık bireylerinden biri sayılmaktadır. 
Hâlâ yılda yaklaşık 250 kg meyve vermesi, bu türün dayanıklılığının en somut kanıtıdır.
Yusuf Kendirli ile yaptığım görüşmede " Hayrettin Karaca (TEMA Vakfı Eski Başkanı) buraya geldi iki gün boyunca bu ağacın altında oturdu. Onun söylediğine göre dünyanın belki de en yaşlı kızılcık ağacı dedi. Bundan daha yaşlı bir kızılcık ağacı görmediğini söyledi."

Hayrettin Karaca,  Yusuf Kendirli ( Y.Kendirli arşivi)

Kızılcık ağacı
şarkılarımıza, türkülerimize, şiirlerimize konu olmuştur .Bu anıt Kızılcık ağacına yazdığım şiiri Yusuf Kendirli çerçeveletip ağaca asmıştır. 

Kaybolan Bağlar, Azalan Ağaçlar

Aspuzu bağ köyleri, kültürü, Malatya’nın kimliğinin parçasıydı. Bağ köyleri dediğimiz bölgeler (Tecde, Banazı, Barguzu, Kileyik, Çarmuzu, Çırmıktı, Gündüzbey)
Ancak hızlı kentleşme, betonlaşma ve imar baskısı, kızılcık başta olmak üzere pek çok meyve ağacını tehdit etti. Malatya sevdasıyla yüreği çarpan Rahmetli Avukat Hayrettin Abacı,(1929-2017) şehrin yeşil mirasını korumak adına ömrünü vakfetmiş bir dava adamıydı. Kendi mülkiyetinde olan arazilerin değer kazanma ihtimalini bir kenara iterek, Tecde gibi nadide bağ köylerinin betonlaşmaması ve imara açılmaması için onurlu bir hukuk mücadelesi verdi.
​Maalesef bu haklı çabası galibiyetle sonuçlanmasa da; o, şahsi menfaatini değil memleketin nefesini savunan duruşuyla Malatya tarihine geçti. Bugün Tecde’nin yitip giden her yeşil yaprağında, Rahmetli Hayrettin Abacı’nın ne kadar haklı olduğu ve gösterdiği o soylu direnişin kıymeti bir kez daha anlaşılmaktadır.Bugün hâlâ bazı bahçelerde sessizce direniyorlar. Bu nedenle:
Kızılcık genetik kaynaklarının korunması
Yeni bahçe tesislerinin desteklenmesi
Üniversite–belediye–araştırma iş birliklerinin artırılması
hayati önem taşımaktadır.

Hem Ekonomik Hem Sağlık Değeri Yüksek
Kızılcık;

şerbet, marmelat, lokum, reçel, kurutma,
fonksiyonel gıda ve ilaç sanayi,
peyzaj ve odun sanayi
alanlarında değerlendirilebilecek bir hazine niteliğindedir.
“Kan kustum, kızılcık şerbeti içtim” atasözünün kültürel simgesi olan bu meyve, sabrın, dayanıklılığın ve metanetin simgesi olarak Anadolu’nun belleğinde yerini korumaktadır.

Öneriler – Kızılcık İçin Ortak Bir Bilim, Üretim ve Kültür Programı

       Kızılcık Ağacı 

Malatya, yalnız kayısının değil; kızılcığın da başkentlerinden biridir.
Bilimsel çalışmaların artırılması, üretimin teşvik edilmesi ve kızılcık kültürünün korunması hâlinde Malatya, dünyada kızılcık konusunda söz sahibi kentlerden biri olabilir. 370 yıllık anıt kızılcık ağacı ise bunun yaşayan nişanesidir.

Malatya’nın kızılcık potansiyeli, biyolojik çeşitlilik ve genetik kaynak zenginliği açısından hem ulusal hem de uluslararası bir değerdir.

Malatya’nın sahip olduğu kızılcık zenginliğinin korunması, bilimsel olarak değerlendirilmesi ve ekonomik değere dönüştürülmesi için yalnız bir kurumun değil, bütün paydaşların ortak hareket etmesi gerekmektedir. Bu kapsamda;

Tarım ve Orman İl Müdürlüğü, kırsal kalkınma projeleri ve çiftçi destek programları kapsamında kızılcık üretiminin yaygınlaştırılmasını teşvik etmeli, yeni bahçelerin kurulmasını desteklemelidir.
Malatya Kayısı Araştırma Enstitüsü ( Meyvecilik Araştırma Enstitüsü,) sahip olduğu genetik materyal ve bilimsel birikimle kızılcık üzerine yürüttüğü çalışmaları genişletmeli; çeşit ıslahı, adaptasyon ve verimlilik projelerini artırarak sonuçlarını kamuoyuyla paylaşmalıdır.

Turgut Özal Üniversitesi (Ziraat Fakültesi, Bahçe Bitkileri),
İnönü Üniversitesi Gıda Mühendisliği, Biyoloji  bölümü)
kızılcık konusunda çok disiplinli bilimsel araştırmalar yürütmeli;
fenolik bileşikler, antioksidan gücü, insan sağlığı üzerine etkileri, gıda teknolojisi uygulamaları ve yeni ürün geliştirme çalışmalarıyla bu alana bilimsel katkı sağlamalıdır.
Bu çalışmalar yalnız akademide kalmamalı;
-halka açık bilimsel bilgilendirme toplantıları,
-üreticiler için eğitim programları,
-kamuoyunu bilinçlendiren tanıtım faaliyetleri,
-belediyelerle ortak fidan dikim ve yaygınlaştırma projeleri
ile toplumla buluşturulmalıdır.

Bunun yanında Malatya Büyükşehir Belediyesi ile Yeşilyurt ve Battalgazi Belediyeleri ( Park ve Bahçeler Müdürlükleri) kentsel planlamada kızılcığı peyzaj bitkisi olarak yaygınlaştırmalı; parklar, yeşil alanlar ve hatıra ormanlarında kızılcık ağacına yer vererek kültürel kimliğin yaşatılmasına katkı sağlamalıdır.
Kısacası; üniversiteler, araştırma kurumları, yerel yönetimler ve Tarım Bakanlığı kurumları ortak bir vizyonla hareket ederse, Malatya kızılcığın bilim merkezi, üretim üssü ve kültürel öncüsü olabilecek güce sahiptir.

Sonuç olarak, Malatya'nın kızılcık potansiyelini daha iyi değerlendirmek için;
 Araştırma: Üniversiteler ve araştırma merkezleri tarafından kızılcık üzerine daha kapsamlı çalışmalar yapılması,
 Üretim: Kızılcık bahçelerinin sayısını artırmak ve modern üretim tekniklerinin kullanılması,
 Tanıtım: Kızılcığın sağlık faydaları ve ekonomik değeri konusunda halkın bilinçlendirilmesi,
 Destek: Kızılcık üreticilerine devlet ve yerel yönetimler tarafından destek verilmesi gerekmektedir.
Bu sayede Malatya kayısının yanında kızılcık üretiminde önemli bir merkez haline gelebilir.



   Foyoğraf: Bostanbaşı - Yeşilyurt 
Prpf.Dr. B.Murat Asma, Bahçe Sahibi Yusuf   Kendirli,  Fikri Demirtaş 

Bilimsel ve Kurumsal Kaynakça

Malatya Kayısı Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü — Kızılcık genotip ve koleksiyon çalışmalarına ilişkin kurum raporları.

*Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi – Prof. Dr. Sezai Ercişli ve ekibi — Türkiye kızılcık gen kaynakları ve antioksidan çalışmalarına ilişkin akademik yayınlar.

*Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi — Cornus mas üzerine fenolik bileşik ve C vitamini analiz araştırmaları.

*Yerel saha gözlemleri, Malatya Yeşilyurt–Bostanbaşı 370 yıllık kızılcık ağacı çevresinde yapılan birebir görüşmeler.


Anıt Ağacın Öyküsü: Malatya Kızılcığı

Ben bir kızılcık ağacıyım Barguzu bağında;
Tarihler kadar eskidir ömrüm,
Üç yüz yetmiş yaşında, kökleri tarihe bağlı anıt bir kızılcık.
En erken benim açar altın sarısı çiçeklerim.
Sonbaharın habercisi yakut kırmızısı meyvelerim.
Dallarımda yeşil örtüler tiril tiril.
İçimde kuşlar şakırdar...

Ben bir kızılcık ağacıyım Barguzu bağında;
Çiçeklerim, meyvelerim, yapraklarım,
Kabuğum, köküm, çekirdeklerim.
Tadım mayhoş,
Kan kırmızısı kızılcık şerbetim.
Serttir bastonum, meşhurdur sopam!
Şifa veririm canlara...

Ben bir kızılcık ağacıyım Barguzu bağında;
Derme’nin suyunu içtim asırlarca.
Kızıl yıldızlar doğar koynumda.
Gölgemde soluklandı nice canlar...
Toprak Dede, Deli Oğlan...
Genetik kaynağımın biri de Malatya’da.

Ben bir kızılcık ağacıyım Barguzu bağında;
Uzattım başımı, baktım Aspuzu bağlarına.
Göğe doğru binalar uzakta, upuzunlar...
Gökyüzünde kuşlar çığlık çığlığa...
Kesilse de, yansa da ağaçlar,
Direnecek kızılcıkların öyküsü;
Yusuf ile Nilgün’ün can suyu verdiği bağda...

Not: "Bu şiir; Barguzu bağlarındaki bu anıt mirası çocukları gibi koruyup bugünlere ulaştıran, ağacın gölgesini sevdalarıyla birleştiren sahipleri Yusuf ve Nilgün’ün anısına bir saygı duruşudur."

Fikri Demirtaş
Mart 2017 – Malatya




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Arguvan'da Lezzetin ve Geleneğin Buluştuğu Gün: Yöresel Yemek Yarışması Coşkusu

Kayısı ve Su: Hayati Bir İlişki

Fırat'ın Kıyısında Bir Zaman Yolculuğu: Gerger'in Saklı Köyleri